GEÇIŞ in English translation

transition
geçişi
değişim
dönüşüm
intikal
geçiş
süreci
pass
geçmek
pas
geçer
geçen
geçiyor
geçmiş
uzat
geçidi
uzatır mısın
geçiş
passage
geçit
geçişi
pasaj
paragraf
bilet
geçiş
bölümü
yolculuk
bir yolunu
geçmesi
crossing
haç
çapraz
geçmek
geçer
hacı
geçen
çarpı
çarmıha
karşıya
geçiş
switching
anahtar
şalter
makas
değiştir
düğmesi
değiştirin
geçiş
geçmek
access
erişim
girmek
ulaşmak
yetki
giriş
eriş
ulaşım
geçiş
izni
erisimi
clearance
yetki
izni
izin
geçiş
erişiminizi
tasfiye
giriş
the toll
bedelini
paralı
geçiş
gişe
geçiş ücreti
toll
01:37:23,138
sayısının
gateway
geçit
kapısı
kapı
geçiş
giriş yolu
ağ geçiti
segue
geçiş

Examples of using Geçiş in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Lothal için geçiş kodlarını yüklüyorum.
Downloading clearance codes for Lothal.
Geçiş ücreti öde!
Geçiş istasyonundasın. İki üç günden beri buradasın.
You're at Gateway Station, been here two days.
Ertesi sabah geçiş noktası arayışına başladık.
And the next morning, we began our search for a crossing point.
Bu kapı… ön tarafa geçiş için çok daha kullanışlıdır.
Will be very useful for access to the front. This door.
Geçiş kodu.
Clearance code.
Geçiş için bozukluğun var mı?
Get a dollar for the toll.
Geçiş istasyonundasın.- Güvendesin.
You're at Gateway Station.- You're safe.
Biraz çorba ve Fransız ekmeğine geçiş yapalım.
Let's segue into some soup and French bread.
Tabii. Akşam beşte Allenby Köprüsü geçiş noktasında olun.
Be at the Allenby Bridge crossing point at 5 p. Sure.
Kesinlikle buradan gidiyoruz ve geçiş kartlarınıza ihtiyacımız var.
And so we're gonna need your access cards. Then we're definitely getting out of here.
Buraya geldiğinizi anladığım anda geçiş için kimlik hazırlamaya başladım.
I started pulling credentials for clearance. Once I figured out you were headed here.
Geçiş parasını buyur. Söz veriyorum.
I promise. Paying the toll.
Dünyadaki bir numaralı geçiş uyuşturucusu.
The number one gateway drug in the world.
Henüz tam olarak belirleyemediğimiz… Geçiş noktası buradaydı.
The crossing point was here. We haven't yet been able to find specific.
Kesinlikle buradan gidiyoruz ve geçiş kartlarınıza ihtiyacımız var.
Then we're definitely getting out of here, and so we're gonna need your access cards.
Buraya geldiğinizi anladığım anda geçiş için kimlik hazırlamaya başladım.
Once I figured out you were Headed here, I started pulling Credentials for clearance.
Geçiş ücreti öde! Az kaldı.
Almost.- Pay the toll.
Henüz tam olarak belirleyemediğimiz… Geçiş noktası buradaydı.
We haven't yet been able to find specific… The crossing point was here.
Geçiş kodu mu?
Clearance code?
Results: 1277, Time: 0.0597

Top dictionary queries

Turkish - English