Examples of using Gelgit in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve sabah gelgit çıkana kadar çıkaramazmış.
Gelgit de başladı işte.
Gelgit ile gidiyoruz.
Gelgit geliyor.
Gelgit tarafından fırlatılabilir.
Gelgit durumu nedir?
Gelgit ve mevsimler yerine saatler ve makinelerle yaşıyoruz.
Gelgit gibidir bir erkeğin ilişkileri'' ya da öyle bir şeydi.
Gelgit yükseliyor.
Ve işte kıçını gelgit için ekstra bir şey.
Gelgit ne zaman en alçak seviyede olacak?
Gelgit durduğundan beri bir anormallik gözledin mi?
Evet. Eğer bu gelgit yüzündense bunu bilmek ister misiniz?
Gelgit geri döndü! Yardım lazım.
Gelgit onları ulaşamayacakları yerde… bırakmadan önce salyangozların yiyeceklerini bulmaları gerekir.
Müjde! Gelgit olmuş, plajın tekrar temizlenmesi lazımmış!
Gelgit durumu nasıl?
Philip! Gelgit değişiyor. Philip!
Gelgit değişiyor. Philip! Philip!
Gelgit işte, gelip gider.