GELIR in English translation

income
gelir
geçim
kazanç
will
olacak
eder
edecek
olur
gelecek
verecek
yakında
birazdan
olacak mı
hemen
revenue
gelir
maliyesi
hasılatımız
here
al
var
işte
şu
burada
geldi
buyur
şuraya
would
eder
olacağını
ister
edeceğini
daha
acaba
yerinde
böyle
olmaz
olurdu
back
geri
arka
tekrar
yeniden
yine
arkadan
sırt
döndü
dönerim
dönüş
can
olabilir
edebilir
olabiliyor
edebilecek
daha
bir
yapabilir
olamaz
bile
nasıl
for you
senin için
sizin için
size
sana
sana göre
comes
gelin
hadi
gelir
gelip
haydi
gelen
cevap
gelecek
gel
çıktı
arrives
gelir
geliyor
gelecek
gelen
gelinceye kadar
gelmeden
gelene kadar
burada
varmış
ulaşması

Examples of using Gelir in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Phil. Gelir misin?
Phil. Can you just?
Bira iyi gelir.
Beer's good for you.
Endişelenme bir dakika içinde gelir. Pardon!
Don't worry it will be back In a minute. Oh sorry!
Beni… almaya gelir misin? Alo?
Pick me up? Can you… Hello?
ve bu işine gelir.
and that works out for you.
Pardon! Endişelenme bir dakika içinde gelir.
Don't worry it will be back In a minute. Oh sorry!
Santa, buraya gelir misin lütfen?
Santa, can you get down here, please?
Evet, iyi gelir.
Yeah, it's good for you.
Seni duyarlarsa başına neler gelir, haberin yok mu?
Don't you know what can happen to you if they hear you?
Şimdi… sudan iç, iyi gelir, hadi.
Now… drink, it's good for you, come on.
Okuldan sonra antrenmana gelir misin? Evet.
Uh… Can you train after school? Yeah.
Protein, iyi gelir.
Protein, good for you.
Palm Beachte bir hafta sonu benim giyinmem anlamına gelir.
A weekend in Palm Beach means I can wear.
Yüzmek iyi gelir.
Swimming's good for you.
Aslında gelir.
Actually it can.
Temiz hava sağlığa iyi gelir.
Fresh air will be good for you.
Ne zaman buraya gelir?
When can he be here?
Kayısı suyu, iyi gelir.
Apricot juice, it's good for you.
Sek votka, iyi gelir.
Straight vodka, man, it's good for you.
Abby, KızıI Sırın ana sayfasına gelir misin?
For the Scarlet Secret? Abby, can you pull up the home page?
Results: 10539, Time: 0.0715

Top dictionary queries

Turkish - English