Examples of using Gerçeği in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gerçeği söylemen lazım.
Gerçeği ve uzlaşmayı.
Gerçeği bilen sadece bizleriz.
Ona gerçeği borçluyuz.
Çünkü gerçeği söylemiyorsun.
Ama gerçeği öğrenmem lazım.
Hidrojen bombasi gerçeği insanliği yok edecek bir silah.
Onlara gerçeği söyle. Şimdilik.
Sanırım gerçeği seçeceğim.
Hiç kimse bana gerçeği söylemiyor.
Ben, aah, Michael sana gerçeği anlatmalıydım.
Ancak kimse gerçeği söylemiyor.
Ilk o zaman duydum. SD-6 hakkındaki gerçeği.
Ben sanırım gerçeği seçeceğim.
Bu gerçeği beş yıl önce onunla karşılaştığımda öğrendim.
İşin gerçeği ise hepsi, kendi açgözlülük ve bencilliklerinin kapanına düşmüştü.
Onlar gerçeği biliyor.
Yıl önce dağıldıkları gerçeği dışında… çok fazla bir şey yok.
Biri gerçeği bulabilir mi?