GERÇEĞI in English translation

truth
gerçek
doğru
hakikat
hak
açıkçası
fact
aslında
hatta
doğrusu
olgu
aslinda
hakikat
gerçeğini
gerçekle
aslına bakarsan
işin aslı
reality
gerçek
realite
hakikat
aslında
gerçekle
real
gerçek
çok
asıl
ciddi
esas
öz
gercek
reel
hakiki
facts
aslında
hatta
doğrusu
olgu
aslinda
hakikat
gerçeğini
gerçekle
aslına bakarsan
işin aslı
truths
gerçek
doğru
hakikat
hak
açıkçası

Examples of using Gerçeği in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gerçeği söylemen lazım.
YOU NEED TO TELL THE TRUTH.
Gerçeği ve uzlaşmayı.
TRUTH AND RECONCILIATION.
Gerçeği bilen sadece bizleriz.
WE ARE THE ONLY ONES WHO KNOW THE TRUTH.
Ona gerçeği borçluyuz.
WE OWE HER THE TRUTH.
Gerçeği ama yalnızca gerçeği.
AND NOTHING BUT THE TRUTH.
Çünkü gerçeği söylemiyorsun.
BECAUSE YOU ARE NOT TELLING THE TRUTH.
Ama gerçeği öğrenmem lazım.
BUT I HAVE TO KNOW THE TRUTH.
Hidrojen bombasi gerçeği insanliği yok edecek bir silah.
THE TRUTH ABOUT THE H-BOMB-- A WEAPON TO DESTROY HUMANITY.
Onlara gerçeği söyle. Şimdilik.
NOW, TELL THEM THE TRUTH.
Sanırım gerçeği seçeceğim.
I THINK I'LL GO TRUTH.
Hiç kimse bana gerçeği söylemiyor.
NO ONE WILL TELL ME THE TRUTH.
Ben, aah, Michael sana gerçeği anlatmalıydım.
I, UH, MICHAEL, I SHOULD have TOLD YOU THE TRUTH.
Ancak kimse gerçeği söylemiyor.
NO ONE WILL TELL ME THE TRUTH.
Ilk o zaman duydum. SD-6 hakkındaki gerçeği.
THAT WAS THE FIRST TIME I HEARD THE TRUTH ABOUT SD-6.
Ben sanırım gerçeği seçeceğim.
I THINK I'LL GO TRUTH.
Bu gerçeği beş yıl önce onunla karşılaştığımda öğrendim.
A fact that I have known since first I met him five years ago.
İşin gerçeği ise hepsi, kendi açgözlülük ve bencilliklerinin kapanına düşmüştü.
But in reality they were trapped by their own selfish and greedy desires.
Onlar gerçeği biliyor.
They know what is true.
Yıl önce dağıldıkları gerçeği dışında… çok fazla bir şey yok.
Other than the fact that it was disbanded 70 years ago, not much.
Biri gerçeği bulabilir mi?
Can one get at the truth?
Results: 35597, Time: 0.0293

Top dictionary queries

Turkish - English