Examples of using Geri gelmeye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bilmiyorum. Geri gelmeye hakkın yok, Wendy.
Geri gelmeye hakkın yok, Wendy. Bilmiyorum.
Şimdi ağırlıklarını at ve geri gelmeye başla, Bud!
Geri gelmeye karar vermesi garip. -Biliyorum.
Biliyorum. Geri gelmeye karar vermesi garip.
Şimdi gidip mahkeme emriyle geri gelmeye ne dersin? O zaman seni dinlerim.
Tom on yıl önce emekli oldu ama şimdi geri gelmeye çalışıyor.
her şey geri gelmeye başladı.
Söz veriyorum, geri gelmeye çalışacağım.
bakalım geri gelmeye başlayacak mı.
Oh, şimdi geri gelmeye başladın.
Bay Weyring, lütfen bir saat içinde geri gelmeye çalışın.
Birkaç gün daha hiçbir şey yapmazsın… ama sonra geri gelmeye başlarsın.
Buradan uzağa. Böyleleri daha çok adam toplayıp geri gelmeye meyillidir.
Kafamda boşluklar var, fakat bazı şeyler geri gelmeye başladı.
Müziğimizin sonuna geldik. Geri gelmeye çalışıyorum.
Şimdi ağırlıklarınıat ve geri gelmeye başla.
Şimdi ağırlıklarını at ve geri gelmeye başla.
Şimdi ağırlıklarını at ve geri gelmeye başla!
Bana yardım etmeye başladığından beri kendime güvenim geri gelmeye başladı.