Examples of using Gezdirirken in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tarçını gezdirirken bir kız kendini tanıttı ama o kadar tatlıydı ki,
Bazen o adamı arabayla gezdirirken ve o güzel, lüks restoranların yanından geçerken beyaz gençler
gerçek haç parçası ve Meryemin kutsal elbisesini şehir surlarında gezdirirken, büyük ölçüdeki ise Blakernaideki Meryem Ana Kilisesinin tepesine iki tarafın orduları tarafından tamamen görülecek şekilde asıldı.
Bazıları uçakla gezmek ve poker oynamaktan hoşlanıyor.
Gezdir beni.
Neden yanında gezdiriyorsun ki?
Böyle sinsice gezmek pek benim tarzım değil.
Bazıları uçakla gezmek ve kız soymaktan hoşlanıyor.
Şapkanı gezdir, belki taco alacak kadar para toplarsın.
Al birini gezdir elden ele.
Gezdir beni.- Fazlasıyla'' Spock'' tarzı.
Ölü bir adamın olduğu araçla gezmek… Kim olduğunu bile bilmiyorum!
Beni süs köpeği gibi gezdiriyorsun! Bu utanç verici!
Ve ayrıca, bu aralar meşgulsün arabamı kullanıp milleti gezdiriyorsun.
Ben tekneyle dünyayı gezmek istiyorum.
Şimdi gezdir.
Onu niye yanında gezdiriyorsun?
Son dört gündür yaptığın tek şey üzgün üzgün gezmek!
Al bir tane gezdir elden ele.
Duvarda 61 bira şişesi Al bir tane gezdir elden ele.