GITMEMELISIN in English translation

• go
• don't leave

Examples of using Gitmemelisin in Turkish and their translations into English

Belki de bu akşam gitmemelisin.
Maybe you shouldn't go tonight.

Düğünden sonra, sen böyle çocukça tatillere gitmemelisin.
After the wedding, even you wouldn't want to go on this kind of boys holiday.

belki de gitmemelisin.
maybe you shouldn't go.

O tarafa gitmemelisin.
You shouldn't go there.

Belki ona gitmemelisin.
Maybe you shouldn't go.

Ama sen sürekli öyle her şeye gitmemelisin.
But don't go so back as to turn everything around.

Haklı baba, tek başına gitmemelisin.
She's right, dad. You can't go by yourself.

Onun peşinden gitmemelisin.
You're not to go after her.

O zaman belki sende gitmemelisin.
Then maybe you shouldn't go either.

Tüm bunlara rağmen gitmemelisin.
All the more you shouldn't leave.

Duygusal, Sikander? Ama sen sürekli öyle her şeye gitmemelisin.
Emotional, eh? as to turn everything around. But don't go so back.

Bunun için para alıyorum.- Oraya gitmemelisin.
It's that simple.- I'm getting paid to go.

Efendi Ogami, gitmemelisin.
You mustn't go, Master Ogami.

Bu safariyi istemiyorsun bile. Gitmemelisin.
Don't leave. You don't want to go on safari.

Ah… Bence oraya tek başına gitmemelisin.
Uh… You should not go up there alone.

Kılavuzu nehir ağzında bırakması gerekiyor! Gitmemelisin.
You mustn't go. She has to drop the pilot at the river mouth!

Haydi ama, oraya gitmemelisin.
Come on, don't go over there.

Abi, sen de gitmemelisin.
Brother, you shouldn't go either.

Sen bu göreve gitmemelisin. Üzgünüm.
You shouldn't be going on this mission. I'm sorry.

Sen bu göreve gitmemelisin. Üzgünüm.
I'm sorry. You shouldn't be going on this mission.