Examples of using Not go in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
No, we can't go there.
Yok, oralara hiç girmeyelim.I can't go tonight.
Ben bu akşam gidemem.Come on, Marie, you can't go back now.
Haydi Marie, bunun geri dönüşü yok.Let's not go.- Great.
No, no, you mustn't go! I need you!
Sana ihtiyacım vağ! Hayığ, gidemezsin!The date not go well?
Why not go get some?
Neden gidip biraz almıyorsunuz?But let's not go into that now.
Ama şimdi buna hiç girmeyelim.But you can't go on like this.
Ama bu şekilde devam edemezsin.I won't go faster.
Daha hızlı gidemem.No, let's not go that way. Albania!
Arnavutluk! Hayır, o yöne gitmeyelim.And they said I shouldn't go to school with Bonnie. Yay!
Yaşasın! Bir de Bonnie ile okula gidemezsin demişlerdi!Not go around acting like a crabby kid.
Gidip de huysuz bir çocuk gibi davranmamalı.Did the conversation with Silver not go well? Oh, no!
Silveral konuşmanız iyi geçmedi mi? Oh, hayır!Okay, first of all, let's not go there.
Pekala, bir: oralara hiç girmeyelim.Sir, I can't go home in this state.
Efendim bu halde eve gidemem.Because you cannot go on like this.
Çünkü bu şekilde devam edemezsin.No, let's not go that way.
Hayır, bu taraftan gitmeyelim.Why not go to him now and try again.
Why not go see his people?
O zaman niye gidip astlarını görmüyoruz?
