Examples of using Lütfen gitme in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Lütfen gitme. Mançurya Asyanın en zengin bölgesidir.
Manchuria is the richest frontier in Asia.- Please, do not go.Lütfen gitme, benimle kal,'' dedi. Ve.
Lütfen gitme amca, seni özleyeceğiz!
Please don't leave uncle, we will miss you!Lütfen gitme. Lütfen,
Please don't go. Please,Wallace, lütfen gitme.
Shari, lütfen gitme!
Shari, please don't leave!Mac! Lütfen gitme!
Please, don't go! Mac!Lütfen gitme, benimle kal,'' dedi. Ve.
He said,"Please don't go. And.Lütfen gitme. Ben varım.
Please don't leave me! I'm here.Bruce, lütfen gitme.
Bruce, please stay.Şimdi gidelim. Hayır baba, lütfen gitme.
Now, let's go. No, Daddy, please don't go.Parsifal, lütfen gitme!- 11 yaşındaydın!
You were 11! Parsifal, please don't leave!Lütfen gitme! Mac!
Please, don't go! Mac!Lütfen gitme! Yuan Usta, bu gece onu ziyaret etmemizi istiyor.
Please don't go! Master Yuan wants us to visit him tonight.Lütfen gitme. Birbirimizi seviyoruz.
Please don't leave. we love each other.Hayır, lütfen gitme.
No, please stay.Kalbimi kırdın Miriam. Lütfen gitme.
You broke my heart, Miriam. Please don't go.Lütfen gitme!- Ne oldu?
Please don't leave! What happened?Mac! Lütfen gitme!
Mac! Please, don't go!An8} Lütfen gitme, Ji-hwan.
An8}Please don't go, Ji-hwan.
