TIME TO GO in Turkish translation

[taim tə gəʊ]
[taim tə gəʊ]
gitme zamani
çıkma vakti
çıkacak zamanı
girme zamanı
geçme vakti

Examples of using Time to go in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Time to go to Milhouse's puppy party. Come on, let's go..
Milhouseun köpek partisine gitme zamanı. Hadi gidelim.
All right, guys, time to go hunting.
Pekala, beyler. Ava çıkma vakti.
Time to go digital.
Dijitale geçme vakti geldi.
Time to go in now.
İçeri girme zamanı.
Come on, Molly, time to go. We have to be ready!
Hadi Molly, gitme vakti. Hazır olmalıyız!
Time to go.
Stüdyoya dönme zamanı.
But this is no time to go hunting.
Ama bu ava çıkma zamanı değil.
Time to go home, Theo.
Eve dönme vakti Theo.
Time to go. Whoa, whoa, whoa, Dad.
Hop hop hop, baba. Gitme zamanı.
Time to go fishin.
Balık avına çıkma vakti.
All right, Mr. Tesla, time to go.
Pekala, Bay Tesla, gitme zamani.
Time to go mobile.
Harekete geçme vakti.
Time to go. You're taking this personally, Michael.
Gitme vakti. Bunu kişisel olarak algılıyorsun, Michael.
Time to go home, Theo.
Artık eve dönme vakti geldi, Theo.
Time to go upstairs. Get up.
Yukarı çıkma zamanı. Kalk.
Time to go on stage. Rahul.
Gösteriye dönme zamanı. Rahul.
Laura? Time to go in now.
Laura? İçeri girme zamanı.
Time to go. Why not take the day off?
Neden bugün izin almıyorsun? Gitme zamanı.
Especially kids. Time to go.
Ozellikle onlari. Gitme zamani cocuklar.
Time to go. Hey, kitchen.
Mutfak! Çıkma vakti.
Results: 1499, Time: 0.0485

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish