LÜTFEN in English translation

• please
• just
• pleased

Examples of using Lütfen in Turkish and their translations into English

Lütfen, lütfen… önemli bir duyurum var.- Haydi.
COME ON. Fieger: PLEASE PLEASE, I HAVE AN IMPORTANT ANNOUNCEMENT.

Uyanması gereken kişi sensin! Lütfen uyan!
PLEASE WAKE UP! YOU'RE the one who needs to wake up!

Juliet ile yalnız konuşmak istiyorum lütfen, Jack.
I would LIKE TO SPEAK TO JULIET ALONE, PLEASE, JACK.

Kızımın kötü şansı hakkında dediklerimi hatırlıyor musun? Lütfen otur?
PLEASE SIT DOWN. REMEMBER WHAT I TOLD YOU ABOUT MY DAUGHTER'S BAD LUCK?

An8} jun-ha yanliş bi̇r şey yapmadi, onu lütfen birakin.
An8}JUN-HA DID NOTHING WRONG, SO PLEASE LET HIM GO.

Lütfen o kelimeyi kullanma.
Stop using that word.

Lütfen 8 eylül sabahı neler olduğunu hatırlamaya çalışın?
Can you think back for me to the morning of September 8?

Lütfen böyle konuşma.
Stop talking like that.

Lütfen bir an bile öyle düşündüğümü aklınızdan geçirmeyin.
Pray do not imagine for one moment that I think so.

Yanlış anlama lütfen, seninle çalışmayı seviyorum.
And don't get me wrong. I love working for you.

Lütfen bu cümleyi tamamla.
Finish that sentence for me please.

Lütfen şunu bağlar mısın teyzeciğim!
Aunty can you tie this for me please.

Lütfen sessiz olun, olur mu?
Please, please, just be quiet. OK?

Lütfen buraya gel.
Come over, please.

Guy, lütfen. Bekle.
Guy, please, please, just wait.

Bayan Ocho, lütfen bu yaşananlar mazide kalsın.
Miss Ocho, let this be bygones.

Lütfen, Bobby.
Come on, Bobby.

Lütfen sevgili Yargıç,
Pray, dear Judge,

Lütfen dondrumacı adamla flört etmeyi keser misin?
Could you please not flirt with the ice cream man?

Şimdi, lütfen yarışçılar sahnenin önünde toplanabilir mi?
Now, if the racers would please line up at the front of the stage?