GITMEMIZ LAZIM in English translation

gotta go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmek zorundayım
çıkmam lazım
girmem lazım
dönmem lazım
çıkmamız gerek
geçmen gerek
çıkmamız lazım
we have to go
gitmemiz gerek
gitmek zorundayız
gitmemiz lazım
gitmemiz gerektiğini
çıkmamız lazım
geçmek zorundayız
çıkmamız gerek
girmemiz gerek
inmemiz lazım
bizim gitmemiz gerekiyor
we got to go
gideceğiz
çıkıyoruz
gitmeliyiz
gidip
we need to go
gitmemiz gerek
gitmemiz lazım
gitmemiz gerektiğini
çıkmamız lazım
hemen gitmeliyiz
geçmemiz gerek
incelememiz gerekiyor
gitmemiz gerekli
dönmemiz lazım
çıkmamız gerek
we should go
gidip
gitmemiz gerek
gitmemiz gerektiğini
gitmemiz lazım
gitsek iyi olacak
bence gitmeliyiz
gidelim bence
biz de gitmeliyiz
devam etmemiz gerektiğini
belki de dost olarak beraberce gitmeliyiz
we need to leave
gitmemiz gerek
gitmemiz lazım
ayrılmamız gerek
çıkmamız gerek
ayrılmamız lazım
çıkmamız lazım
terk etmemiz gerekiyor
ayrılmamız gerektiğini
gitmemiz gerekli
bırakmamız gerektiğini
we have to leave
gitmemiz gerek
gitmek zorundayız
ayrılmak zorundayız
gitmemiz lazım
bırakmak zorundayız
terk etmeliyiz
ayrılmamız gerek
gitmemiz gerektiğini
terk etmek zorundayız
ayrılmamız gerektiğini
we need to get
lazım
gerekiyor
bulmalıyız
götürmeliyiz
hemen
almamız gerek
ihtiyacımız var
almamız lazım
ulaşmamız gerek
gitmemiz gerek
we must go
gitmemiz gerek
gitmemiz gerekiyor
gitmek zorundayız
dönmeliyiz
girmemiz lazım
gotta get
lazım
almam lazım
gitmem lazım
almam gerek
gitmem gerek
gerekiyor
götürmem gerek
bulmamız gerek
getirmem gerek
ulaşmamız gerek
we have got to leave
we must get out

Examples of using Gitmemiz lazım in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gitmemiz lazım. Artık kim olduğumu bilmek istemiyorum.
I don't want to know who I am anymore. We got to go.
Edgar! Gitmemiz lazım. Lütfen!
We need to go. Edgar! Please!
Gitmemiz lazım. Tartışmak için vakit yok.
There's no time to discuss. What we gotta go.
Nick, Sutton, çok üzüldüm, fakat gitmemiz lazım.
Nick, Sutton, I'm so sorry but we have to go.
Hay aksi, gitmemiz lazım. Geç kaldık.
Oh, my god, we must go, we're late.
Casey, artık gitmemiz lazım! Casey! Casey!
Casey, we have to leave now. Casey! Casey!
Kampa gitmemiz lazım. Akıllı adam.
We need to get to the camp. Smart guy.
Şimdi gitmemiz lazım.
Gitmemiz lazım. Yakında görüşür müyüz?
Will I see you soon? We should go.
Gitmemiz lazım. Gel, gel, gel.
Come, come, come. Oh, we need to go.
Gitmemiz lazım. Tartışmak için vakit yok.
What we gotta go. There's no time to discuss.
Tören 40 dakikaya başlayacak. Gitmemiz lazım.
We got to go, the wedding starts in, like, 40 minutes.
Ama babamlara göstermemiz için New Yorka gitmemiz lazım. Asla!
But we have to go to New York to pitch it to my dads. Never!
Oraya gitmemiz lazım.
We gotta get up there.
Gitmemiz lazım, yoksa geç kalacağız.
We must go, or we will be late.
Pekala, hastaneye gitmemiz lazım. -Bea?
Right, we need to get to hospital now. Bea!
Hemen gitmemiz lazım.
We have to leave right now.
Gitmemiz lazım. Carter?
We should go. Carter?
Sayın Bakan hemen gitmemiz lazım!- Evet! Evet!
Madam Secretary, we need to leave now! Yes!- Yes!
Çok büyüksün. Kimmy, gitmemiz lazım.
Kimmy, we got to go. You're too big.
Results: 1351, Time: 0.0662

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English