Examples of using Hakiki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sana burada hakiki Call of Duty var.
Onlar hakiki savaş kahramanları.
Bunun ne olduğunu bana söyleyecek kişiye hakiki soğuk bir bira ısmarlayacağım.
Kusura bakma Clerici, ama hakiki faşist böyle konuşmaz.
Hakiki aşkım, taparcasına sevdiğim bu gece tiksindiğim şeylerden bahsetmek niyetindeyim.
Bahse girerim bu ailenin hakiki soyadı değildir. Goodweather.
Hakiki akıllı. Gördün mü?
Hap saldırısı!- Hakiki kılıç saldırısı!
Bu Yer Çekimsiz Adamın ilk hakiki sırt çantası.
Hakiki tamirci benim!
Hakiki Mumbai Muscles?
Hakiki ve gizli.
Kurallar öyle! Oyunun hakiki kuralları!
Yalnızca hakiki Marvel hayranlarının var olduğunu bildiği uzayın kısımlarını görüyoruz.
Hakiki güç.
Hakiki bir ucube şovu?
Herifin köpekleri var. Hakiki köpekler.
En hakiki arkadaşın kim, Kidlat?