HATIRLATIYORDU in English translation

• reminded
• remember
• it was a reminder
• reminding
• reminds

Examples of using Hatırlatıyordu in Turkish and their translations into English

Sınırları kendim belirlemek zorunda olduğum çocukluğumu hatırlatıyordu.
It reminds me of my childhood where I had to set the boundaries myself.

Mantra gibiydi, sanki kendi kendine hatırlatıyordu.
It was like a mantra, like she was reminding herself.

Bana sarı gözlü adamı hatırlatıyordu.
She reminded me of the one with the yellow eyes.

Aşağılandığımızı hatırlatıyordu.
A reminder of the humiliation.

Uzlaşmaz bir tavır sergiliyor zorlukla gülümsüyordu. Bana matematik öğretmenimi hatırlatıyordu.
Sufficiently intransigent, difficult smile, it remembered my teacher of Mathematics.

Harry sürekli bana hatırlatıyordu.
Harry was reminding me the whole time.

Benden önceki kızların burada olduklarını hatırlatıyordu bana.
It reminded me of all the other girls that had been here before me.

Bana, onun yaşındaki hâlinden çok şey hatırlatıyordu.
He reminded me so much of you at that age.

Eşiniz bize Sturdevant denilen bir ajanı hatırlatıyordu.
Your husband's been reminding us of a spy called sturdevant.

Bana Sue Bethi hatırlatıyordu.
She reminded me a lot of Sue Beth.

Elliotun muayenesi abimin beni benzettiği zamanları hatırlatıyordu.
Elliot's exam was reminiscent of when my older brother beat the crap out of me.

Bana kardeşimi hatırlatıyordu.
She reminded me of my sister.

Çünkü bana sizi hatırlatıyordu.
Because she reminded me of you.

Bu da belki, zorba teyzesini hatırlatıyordu.
This one might have reminded him of a domineering aunt.

Evdeyken her yer onu hatırlatıyordu.
Back home, every place reminded me of her.

Ona Laurayı hatırlatıyordu.
Maybe she reminded him of Laura.

Karısı ona evli olduğunu, parasal sorumluluğunu hatırlatıyordu.
She reminded him he was married, with financial responsibilities.

Bana birini hatırlatıyordu zaten.
I knew he reminded me of someone.

Mike bana bunu hatırlatıyordu.
Mike was reminding me.-Thanks.

Ama sonrasında bir şey bana hatırlatıyordu.
But then something will happen that will remind me.