Examples of using Havam in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ben ve benim havam.
Ve sonra, artı, beraber olduğumuzda benim havam.
Artık hiç romantik havam kalmadı.
En azından üç saatlik havam kaldı.
Sabah saatlerimi mahvetme, havam çok iyi.
En azından üç saatlik havam kaldı.
Bilmem. Sanki havam yerinde gibi.
Evet. Evet havam var, sadece… kan kaybediyorum burada.
Evet. Evet havam var, sadece… kan kaybediyorum burada.
Cam kutunun içinde sıkışmış gibi hissediyorum. Havam gittikçe azalırken insanlar dışarıdan beni izliyorlar.
Ben, güzel bir adamım, benim niyetlerim, soyludur, ve havam birinci sınıftır.
Hava kararmadan koş haydi evine,
Selam, çok havalısın, adın ne?
Yarın hava iyi olursa, pikniğe gideriz.
Hava yarın da böyle olursa düğün mahvolacak.
Ilık ve sisli havaya bayılırlar. Evet, evet.
Hyah! Bacağını havada tut, adam gibi!
Hava kararmadan nehre gitmemiz gerek. Acele et.
Pekala. Bu antenlerinin havada olduğunu görmek için bir testti.
Sonra havaya sıçrar ve kılıcını şöyle saplar.