HAYATTA KALMAMIZ IÇIN in English translation

to survive
hayatta kalmak
yaşamak
kurtulmak
sağ
hayatta kalan
ayakta kalmak
sağ kalmak için
hayatta kalınacağını
yaşayabilmek için
for survival
hayatta kalmak için
yaşamak için
sağ kalmak için
kurtulmak için
yaşam için
bir sağkalım
hayatta kalma mücadelesiyle geçtiği kansas düzlüklerinde kimse wyatt earpden

Examples of using Hayatta kalmamız için in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bozarsak, sunduğumuz güveni… hayatta kalmamız için gereken tek kozumuzu kaybetmiş oluruz.
When we break them, we lose the people's trust and our limited leverage, which we need for survival.
Bozarsak, sunduğumuz güveni… hayatta kalmamız için gereken tek kozumuzu kaybetmiş oluruz.
Which we need for survival. we lose the people's trust and our limited leverage, When we break them.
Bozarsak, sunduğumuz güveni… hayatta kalmamız için gereken tek kozumuzu kaybetmiş oluruz.
Which we need for survival. we lose the people's trust When we break them, and our limited leverage.
Bozarsak, sunduğumuz güveni… hayatta kalmamız için gereken tek kozumuzu kaybetmiş oluruz.
We lose the people's trust which we need for survival. When we break them, and our limited leverage.
Ama hayatta kalmamız için en büyük tehditin artık hayvanlar aleminden geldiğine inanmaya başladım.
But I have come to believe that the most serious threat to our survival now comes from the animal kingdom.
Tam burada hayatta kalmamız için tek yolun birbirimizi vücut ısımızla ısıtmamız olduğunu söyleyeceksin.
This is where you tell me the only way we will survive is if we huddle together for warmth.
Hayatta kalmamız için kimse benden daha çok çalışmamıştır ama şu an savaştayız Doktor.
Nobody's worked harder for our survival than I have, but we're in a war here, Doctor.
emin olmamdır ki, söylemekte olduklarım hayatta kalmamız için çok önemlidir.
that what I'm saying is crucial to our survival.
Üstelik sadece bu da değil, hayatta kalmaları için diğerlerine de önderlik yapabildim.
And not only that, I was able to lead others to survive as well.
Avlanma yeteneği hayatta kalması için çok önemli.
Her hunting skills are essential for survival.
Bütün yaratıkların, hayatta kalmaları için bu enerjiden paylarını almaları gerekli.
All creatures need to grab their share of this energy to survive.
Kan onun hayatta kalması için temel bir öğe.
But the blood is crucial for survival.
Hayatta kalmam için gerekli bazı malzeme ve donanımları edinmeme yardım etmişlerdi.
They helped me acquire certain goods and equipment I needed to survive.
Hayatta kalmam için gerekli olanı yapıyordum.
I was doing what I needed to do to survive.
Hayatta kalmam için yapmam gereken şeyler vardı.
There were things I had to do to survive.
Babam hayatta kalmam için ne gerekiyorsa yapmamı söylemişti.
Father meant what he said about doing anything you have to to survive.
O dalgada hayatta kalman için.
To survive that wave.
Ve böylece, mutantların hayatta kalmaları için gerekecek antikorları üretiyor.
And by doing so, he's creating the antibodies that all mutants will need to survive.
Hayatta kalmaları için suya ihtiyaçları var.
They need water to survive.
Hayatta kalmam için ne gerekiyorsa onu yaptım.
I did what I had to do to survive.
Results: 40, Time: 0.0502

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English