Examples of using Hep onu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Eskiden hep onu anlatırdı.
Ama hep onu düşünüyordum.
Hep onu izledik.
Bu hastalık hep onu uyutuyor. Babam hasta.
Ben de kendime hep onu soruyorum.
Sanki hayranıymışsın gibi, hep onu izlermişsin gibi.
Anlaşılan bu yüzden yaratıklar hep onu kovalamış.
DevamIı onIarı kovaIayan hain bir hemşire var… ama hep onu kandırıyorIar.
Bir kuşak gibi hep onu sarsın! düşmanlarının konuşmasıdır.
Neden böyle işleri hep o yapıyor?
Bana hep o gece sana olan bir şeyi anlattı.
Hep ondan bahsediyor.
İyi de neden dünyayı hep o kurtarmak zorunda?
Caitlin hep ondan bahsederdi.
Sadece sen… hep ondan bahsediyorsun.
Hep o saatlerde uyurdu, ben de… Yani bunu her gün mü yapıyorsunuz?
Evet.- Caitlin hep ondan bahsederdi.
Sadece sen… hep ondan bahsediyorsun.
Evet.- Caitlin hep ondan bahsederdi.
Hep o saatlerde uyurdu, ben de… Yani bunu her gün mü yapıyorsunuz?