IHTIYACI VARKEN in English translation

needed
gerek
lazım
gerekiyor
var
hemen
lüzum
muhtaç
ihtiyacım
istiyorum
needs
gerek
lazım
gerekiyor
var
hemen
lüzum
muhtaç
ihtiyacım
istiyorum
need
gerek
lazım
gerekiyor
var
hemen
lüzum
muhtaç
ihtiyacım
istiyorum

Examples of using Ihtiyacı varken in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Dorothynin sana ihtiyacı varken bir bardasın.
You're in a bar when Dorothy needs you.
ordunun korunmaya ihtiyacı varken yazıyor.
in the event of war… the army would need protection.
Ve tam da Fancies için paraya ihtiyacı varken.
And just when she needed the money for Fancie's.
Ama dostumun bana ihtiyacı varken onu, iyi eğitimli ninja tavşanlarla dolu bir evde bıraktım.
But when my friend needed me most, I left him in a house full of highly trained ninja bunnies.
Giantsların tam da onları canlandıracak bir şeye ihtiyacı varken 11 numaralı,
When the Giants needed a pick-me-up number 11,
üstelik yeni sonik tornavidamın yol testine ihtiyacı varken bir gezinti hoşuna gidebilir.
I have got a brand new sonic screwdriver which needs road-testing, you might fancy a trip.
Giantsların tam da onları canlandıracak bir şeye ihtiyacı varken… 11 numaralı,
Just when the Giants needed a pick-me-up… number 11,
İnsanların işlevselliğe ihtiyacı varken pek çok ürün görünüşü için üretiliyor. Bu, büyük bir israf!
Many products are made for looks, when many people need utility, it's a real waste!
Düşündüm de, madem hayatımı kurtardın,… üstelik yeni sonik tornavidamın yol testine ihtiyacı varken… bir gezinti hoşuna gidebilir.
You might fancy a trip. and I have got a brand new sonic screwdriver which needs road-testing, I just thought, since you saved my life.
Biliyorum. Çocuklarımızın bize ihtiyacı varken onlarla değildik, değil mi?
We weren't there for our kids when they needed us, were we? I know?
Babanızın size ihtiyacı varken gelmediniz, simdi iyiyim başıma üşüştünüz.
You didn't come when your father needed you, and now that I'm fine, you turn up.
İhtiyacım olduğunda hep oradaydı ama onun bana ihtiyacı varken mutsuz olduğunda çıkıp kendine yeni bir elbise aldı.
She was always there when I needed her, but if she needed me, well… and if she wasn't happy, she could always go out and buy a nice new dress.
Şimdi size ihtiyacı varken tüm duyduğum kayıp kişi olarak rapor edilmesi uzun sürmez bayan.
And now that he needs you, All I hear is, it's too soon To file a missing persons report.
Dediğime katılarak bana yardım edebilirsiniz, Amerikanın kendisinin de paraya ihtiyacı varken Afrikaya yardım etmenin maddi değeri çok büyük.
And you can help me if you agree, is that aid for Africa is just great value for money at a time when America really needs it.
Bu çocukların sana ihtiyacı var demiştim, sen bilsen de bilmesen de.
I told you those kids need you, whether you know it or not.
Fakat annemin ihtiyacı var, anne- -Anne.
But Maman needs it. Maman-- Maman, Maman.
Birine ver kimin ihtiyacı var. Hayır, yapmam.
No, I don't. Give it to someone who needs it.
Hayır kardeşimin iş için ona ihtiyacı var.- Nando?
No my brother needs it for work.- Nando?
Birine ver kimin ihtiyacı var. Hayır, yapmam.
Give it to someone who needs it. No, I don't.
Ama bu kanalın paraya ihtiyacı var, lanet olsun!
But it's money, goddamn it, and this channel needs it.
Results: 53, Time: 0.026

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English