ITIBARINI in English translation

reputation
itibar
ün
şöhretini
saygınlığını
namını
adını
şanını
face
surat
yüz
yüzleşmek
karşısında
dignity
onur
haysiyet
itibar
asalet
şeref
saygınlık
ağırbaşlılık
haysiyetiyle
credibility
itibar
güvenilirliğini
güvenirliğini
inandırıcılığını
güven
discrediting
gözden düşür
itibarını sarsıyor
saygınlığını sars
prestige
prestij
itibar
saygınlık
stature
boy
itibarını
endamlı
önemli
geçirişinde
statülü
the esteem
saygısı
itibarını
cred
itibarı
kredisi
ününle
karizmama
rep
temsilci
başkanı
itibarımı
mümessili
ünü

Examples of using Itibarını in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ona itibarını geri verin.
Give her dignity back.
Okulun itibarını koruyor.
She's just protecting the school's rep.
Sen de itibarını kurtarırsın.
you get to save face.
Beyazşehirli beyaz kadının sokak itibarını anlaması beklenemez.
I shouldn't expect a white woman from Whiteville to understand street cred.
Ben olsam, babamın itibarını düşünüp derhal sessiz sakin çeker giderdim.
If I were you, considering your father's dignity, I would leave quietly.
Mali halkının itibarını geri kazandıracağım.
I will restore the dignity of Malian people.
Bu, Majesteleri Kralın itibarını kurtarıp halkı sakinleştirmenin tek yolu.
That is the only way to restore His Majesty's dignity and calm the people down.
Bir kadın olarak itibarımı bana verirken bir öğretmen olarak bütün itibarını yitirmiştin.
In giving me dignity as a woman… You lost all dignity as a teacher.
Hepimizin istediği, Meclis Üyesin itibarını korumaktır.
All anyone wants really, is to protect the assemblyman's dignity.
Yani internette Lacey gibi davranırken, onun itibarını korumak için de dikkatli olun.
So when you represent Lacey online, be very careful to protect her dignity.
Yaşlı Gri Sakal itibarını yitirdi.
Old Greybeard surrendered his dignity.
Bu durum Sky Castleın onurunu ve itibarını zedeler.
Then it's obvious that castle's honor would fall and the dignity would be damaged.
Bir müdür, müzenin kalitesini ve itibarını korumalıdır.
A curator should maintain the dignity and class of the museum.
Kimsenin itibarını zedelemeye çalışmıyoruz.
We' re trying not to tarnish reputations.
Komşuların, senin itibarını umursadığını mı sanıyorsun?
You think the neighbors care about reputations?
Jennyi geri getirmek ikimizin itibarını da tehlikeye atar.
Bringing Jenny back puts both of our reputations at risk.
Taktik Büyücülerinin tüm itibarını zedeliyor.
He's single-handedly undermined the reputations of all Tactical Sorcerists.
Koca soruşturmanın itibarını sarsabilir bu. şimdi de bir muhbirle yattın.
And now you have slept with an informant, an act that could discredit this entire investigation.
Koca soruşturmanın itibarını sarsabilir bu. şimdi
An act that could discredit this entire investigation.
Bu, sadece soruşturma ekibini değil, dış ilişkiler ekibimin de itibarını mahvetti.
This also discredited my foreign affairs team.
Results: 536, Time: 0.0453

Top dictionary queries

Turkish - English