IYILEŞTIĞINI in English translation

better
iyi
güzel
harika
uslu
sağlam
sevindim
healed
tedavi
şifa
iyileştir
ferahlatsın
recovered
kurtarmak
geri
iyileş
ele
toparlanamaz
bulmamıza
well
iyi
şey
peki
evet
eh
aslında
öyle
güzel
eee
o zaman
is cured
good
iyi
güzel
harika
uslu
sağlam
sevindim
heal
tedavi
şifa
iyileştir
ferahlatsın
healing
tedavi
şifa
iyileştir
ferahlatsın
recover
kurtarmak
geri
iyileş
ele
toparlanamaz
bulmamıza
have improved

Examples of using Iyileştiğini in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Televizyonda kardeşinin iyileştiğini söylediler.- Evet.- Güzel.
Yeah. Good. I heard on the television your brother's doing better..
Karının iyileştiğini gördün ve babanı düşündün. Michael.
Michael. You saw your wife recover and you thought of your father.
Zhaonun dövüş becerilerinin iyileştiğini söyledin.
You said Zhao's fighting skills have improved.
Bu her zaman--- iyileştiğini söylemiyorum.
That is always-- I don't want to say getting better.
Televizyonda kardeşinin iyileştiğini söylediler.- Güzel.- Evet.
Good.- Yeah. I heard on the television your brother's doing better..
Büyük hastanelerde yapılan araştırmalar mutlu hastaların daha çabuk iyileştiğini gösteriyor.
Studies conducted at major hospitals indicate that happy patients recover faster.
Şu an, vücudumun gün geçtikçe iyileştiğini hissediyorum.
Right now, I feel that my body is getting better by day.
Burada kal, yaşantının ne kadar iyileştiğini anlamazsın bile.
You stay, you may never realize how good life could have been.
Ayrıca burada çalışmaya başladığın andan itibaren… onun iyileştiğini de biliyorum.
But I also know, the minute you started working here, she started getting better.
Yani, Kahinlerle konuştun ve onlar sana kalıcı olarak iyileştiğini söylediler.
I mean, you spoke to the Oracles and they said you were cured for good.
Daha dün iyileştiğini Düşünmüştüm.
Yesterday I thought she was getting better.
Bu Kimin iyileştiğini gösteriyor.
That Kim is getting better.
En azından alışınca iyileştiğini söyle.
At least tell me it gets better.
Böylesine iyileştiğini gördüğüm tek insan o değil.
She's not the first person I have seen who heals like that.
Yeni Bradynin iyileştiğini iddia edecekler.
They're gonna claim that the new Brady has been cured.
Bizim dünyamızın iyileştiğini ve onların dünyasının ölümünü izleyin.
Watch as our world heals and theirs dies.
Tamamen iyileştiğini kendi gözlerimle gördüm. Ayrıca insanların.
All the people completely recovering with my own two eyes. Also, I saw.
Ona iyileştiğini söyleyemezsin, tamam mı?
You can't tell him that you're better, okay?
Peki nasıl birden iyileştiğini sorabilir miyim?
And how exactly did she become"fine", if I might ask?
Bunca zamandır iyileştiğini söylüyordum. Ama sen.
All this timeyou said you were healing, and you werejust.
Results: 119, Time: 0.029

Top dictionary queries

Turkish - English