KIZIM in English translation

girl
kız
kadın
bir kızsın
daughter
kızı
girlie
kız
tatlım
kadın
kızlara özgü
cıbıldak
lass
küçük hanım
kız
kadın
genç hanım
bayan
bir hanım
genç kadını
sevgilim
sister
kardeş
kız kardeş
hemşire
rahibe
ablası
abla
bacım
girlfriend
kız arkadaş
sevgili
kızarkadaşı
bir kız
my child
evladım
benim çocuğum
oğlum
yavrum
kızım
bebeğimi
küçük çocuğum
karnında çocuğumu
mija
kızım
tatlım
miha
girly
kız
kadınsı
küçük hanım
kızım , sen baskı görmemişsin -baskı
kızlara özgü
kokoş
daughters
kızı
girls
kız
kadın
bir kızsın

Examples of using Kızım in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Biliyor musun, kızım, Bu belgeselladan atılmaya şu kadar yakınsın.
You're this close to being cut out of this d'aca'mentary. You know, girlie.
Kızım söylesene nasıl ünlü oldun sen?
Girlfriend, tell me, how did you really get famous?
Karım, kızım ve ben farklı farklı aldık.
My wife, my sister and I each bought a different one.
Onun peşinden oraya gitmeyeceksin. -Hayır kızım.
No, you're not going after him.- Lass, no.
Kızım, yağmur yağacağım, panço alacağım ♪.
Girl, I'm 'bout make it rain, get a poncho♪.
Bana bak kızım, seni dinleyecek vaktim yok.
I ain't got no time to listen to you, girly.
Hayır, kızım, hayal kurabilirsin.
No my child, of course you may dream.
Merhaba kızım, çok güzel görünüyorsun.
Hey, girlfriend, you look good.
Güzel. İki kızım var, evliyim.
I have two girls, I'm married.- Fine fine.
Kızım, özel bir görüşme yapmayı umuyordum.
Mija, I was hoping to have a private conversation.
Ötme vakti geldi, kızım ve aşk sözleri duymak istemiyorum.
It's time to start singing, sister, and I don't mean no love song.
Bu kasabada kalmak için birlikte çalışmalıyız, kızım.
We need to work together to stay in this town, lass.
Kızım, sadece 30 saniyedir buradayız
Girl, we have been here 30 seconds,
Seni anlıyorum, kızım. Size yardım etmek isterdim.
I feel for you, my child, and I would like to help you.
Pekala, kızım, ayağa kalk ve şuraya geç.
Get up and get over there! All right, girlie.
Pekala kızım, ayağa kalk ve şuraya geç!
All right, girly, get up and get over there!
Üç küçük kızım şimdiden çıplak ayak koşarak çiçek topluyordur.
My three little girls will already be running barefoot, picking flowers.
Kızım, umarım favori masamı ayırmışsındır?
Mija, I hope you saved me my favorite booth?
Dinle, kızım, senin yanlış yola kaymış romantik hikâyelerini duymak istemiyorum.
Listen, girlfriend, I don't want to hear your misguided romantic notions.
Yavaş ol kızım, yarın kiliseye gideceksin.
Slow down there, sister, you have got Church in the morning.
Results: 22416, Time: 0.0389

Top dictionary queries

Turkish - English