KAN LEKELERI in English translation

blood stains
kan lekesi
bloodstains
kan lekesi
kan izlerini
blood spatter
kan sıçraması
kan izleri
kan lekesi
kan serpintisi
sıçrayan kanı
blood spatters
kan sıçraması
kan izleri
kan lekesi
kan serpintisi
sıçrayan kanı
splotches of blood

Examples of using Kan lekeleri in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bisiklet sürmeye gitmeden önce şortunun kıç bölümüne kan lekeleri sürmem?
Putting fake blood stains on the ass of your shorts just before you go bike riding?
Dahası, bunu iyice incelediğim zaman, üzerinde kan lekeleri bulacağıma eminim.
Furthermore, I'm certain when I have it examined I will find bloodstains on it.
Kurbanın parmağında da kan lekeleri vardı.
Blood stains were found on the victim's finger.
Duvardaki kurşun delikleri ve halıdaki kan lekeleri.
And bloodstains on your carpet. Bullet holes in your wall.
Evlere girildi, kan lekeleri var.
There are break-ins, blood stains.
Duvardaki kurşun delikleri ve halıdaki kan lekeleri.
Bullet holes in your wall and bloodstains on your carpet.
Şurada ve şurada kan lekeleri var.
Got bloodstains over here and here.
Gördüğünüz gibi, lavabonun köşesinde kan lekeleri var.
As you see, there are blood stains on the corner of the sink.
Alevlerin ışığında dikilmiş kan lekeleri, terli göğsü vahşi yeni bir kıtanın haritasına benzetmiş.
Stood in firelight, sweltering bloodstain on chest like map of violent new continent.
Ve toprakta kan lekeleri var.
And there is bloodstain in the soil.
Kan lekeleri var.
Got blood smears.
Kan lekeleri vardı, ön koltukta, yolcu kısmında.
There was a bloodstain, front seat, passenger side.
Kan lekeleri hazır olacak
The bloodstains will be ready,
Kan lekeleri, Timothy Ifield ile ilgili kontrol örnekleriyle eşleşiyor.
The bloodstains match control samples relating to Timothy Ifield.
Bunlar kan lekeleri.
Those are blood flecks.
Kan lekeleri, sapın yaklaşık% 25 üstünden başlıyor.
The blood flecks begin approximately 25% of the way up the handle.
Fakat üzerinde kan lekeleri vardır, bu da suçun fiziksel kanıtıdır.
But nevertheless he has the blood stains on him, it is the physical mark of guilt.
Kan lekeleri hâlâ duruyor.
The bloodstains are still there.
Kıyafetlerinde kan lekeleri var.
These are blood stains on your clothes.
Kan lekeleri garip şekildeydi.
The bloodstains were quite unusual.
Results: 103, Time: 0.0363

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English