KANALLAR in English translation

channels
kanal
manş
yönlendir
canals
kanal
networks
şebeke
kanal
ağa
bağlantı
ağı
ağına
stations
istasyon
kanal
merkez
karakol
garı
durağı
üssü
drains
drenaj
lağım
tahliye
kanalizasyon
boşalt
göçü
gideri
suya
kanala
akıtın
vents
delik
havalandırma
menfezi
boşalt
hava
bacadan
havalandýr
sewers
kanalizasyon
lağım
kanal
conduits
kanal
hattı
boruyu
aracı
bağlantısını
ileti
on chutes
channel
kanal
manş
yönlendir
network
şebeke
kanal
ağa
bağlantı
ağı
ağına
station
istasyon
kanal
merkez
karakol
garı
durağı
üssü

Examples of using Kanallar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu kanallar nereye açılıyor? Dur!
Where do those vents go? Stop!
Bütün bu kanallar birbirine benziyor.
All these sewers look alike.
Kanallar aynı gece iki kez yanlış mı söyledi? Bunda?
He's not in this book. The networks got it wrong twice in the same night?
Ağaçlar, bitkiler, nehirler, kanallar, yollar, binalar… her şey.
Trees, plants, rivers, canals, roads, buildings… everything.
Kanallar değişiyor.
It's changing stations.
Fark-'' Demokrasi Sınıf farkı-'' Demokrasi… ve münasip kanallar.
Democracy… Distinction-"Democracy Class distinction and proper drains.
Bütün büyük kanallar ve nihayet ilk ofis.
Every major network and now finally our very first office.
Bütün kanallar bu haberi mi veriyor?
Every channel is covering this story?
Kanallar için… bir üçgen o Jimmy.- Tribeca?
For canals, Jimmy. It's the triangle Tribeca?!
Kanallar oradaydı. Gülümse Ted.
The networks were there. Smile, Ted.
Boş kanallar.
Empty sewers.
Ve münasip kanallar.
And proper drains.
Güverte 4teki tüm aktarıcılar ve kanallar açık.
All relays and conduits are clear on Deck Four.
Spiraldeki tüm kanallar çalışıyor,… ama stabilizer elektriği kesiyor!
Every station in the loop is working, but the stabiliser cuts out!
Steve Posnerın müstehcen kanallar izlediğini de anladık.
Steve Posner's watching a little too much Spice Channel, okay.
Buradan çıktığı an diğer kanallar onu kapmak için fırsat kollayacaktır.
What for? Every other network will grab him the minute he walks out the door.
Kanallar sezon başlamadan Dünya Serisi şampiyonunu bilmiyor mu sanıyorsunuz?
You think the networks don't know who will win the World Series before the season starts?
Fark-'' Demokrasi Sınıf farkı-'' Demokrasi… ve münasip kanallar.
Democracy… Class distinction and proper drains. Distinction-"Democracy.
Bütün kanallar bu haberi yapıyor.
Every station is covering this.
Yarın dünyadaki tüm kanallar o röportaj için canını verir.
All right. Tomorrow every channel in the world will kill for that interview.
Results: 525, Time: 0.039

Top dictionary queries

Turkish - English