KAPI KAPI DOLAŞIP in English translation

door-to-door
kapı kapı
kapıdan kapıya
kapı
going door to door
kapı kapı dolaşırız
kapı kapı dolaş

Examples of using Kapı kapı dolaşıp in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu biraz utanç verici ama… kapı kapı dolaşıp… bütün komşularima benim bir seks bagimlisi oldugumu söylemem tembih edildi.
This is a bit embarrassing… but I'm required to go door-to-door to notify all my new neighbors that I'm a registered… quietly.
Kapı kapı dolaşıp kasabadaki herkesi kendimize güldürdüğümüz gibi bir plan mı?
A plan like going door to door and having everyone in town laugh in our faces?
Kapı kapı dolaşıp çorap satmak… sizinle bir kere tavla oynamış… birinin fikri miydi peki?
Given to you as well… And was the idea to sell stockings door-to-door by someone whom you had once played backgammon with?
nefes almaya çalışmanızı Thin Mint dağıtır gibi kapı kapı dolaşıp yerel ürününüzü pazarlamanızı mı seyredecektim?
years gasping for air, shopping your little regional product door-to-door like Thin Mints?
müzelere satabilirim, Dottie, kapı kapı dolaşıp pazarlayabilir.
Dottie could do door-to-door soliciting.
Sonra sadece kapı kapı dolaşıp, onları ortaya çıkarıp, alalım.
Then we just go door to door, smoke'em out, take'em in.
Kapı kapı dolaşan satıcılardan.
Door-to-door salesmen.
Kapı kapı dolaşan diğer gönüllüler.
The other volunteers going door to door.
Bir çok kapı kapı dolaşan adam buralarda dolaşıyor..
A lot of the door-to-door guys are moving over.
Kapı kapı dolaşacağız. Hem zaten böylesi daha iyi.
Go door to door, which is better anyway.
Ama öyle kapı kapı dolaşan bir satıcı gibi hissederim.
But then I would feel like a door-to-door salesman.
Kapı kapı dolaşan işe yaramaz bir satıcı olmayacaksın.
Going door to door anymore. You won't be a useless salesman.
Ben bu işi kapı kapı dolaşarak öğrendim.
I learned this business door-to-door.
Biz kapı kapı dolaşırız. Bir yere ihtiyacımız yok.
We go door to door, so we don't need any space.
Biz kapı kapı dolaşırken annelerimiz de sokakta margarita içecekler.
Our parents drink margaritas in the street while we go door-to-door.
Çünkü sen kapı kapı dolaşan satıcılara benziyorsun.
Cause y'all look like door-to-door salesmen.
Kapı kapı dolaşan kadınlar mı?
The ladies who go door to door?
Gerekirse kapı kapı dolaşırız.
We will go door-to-door if we have to.
O yüzden kapı kapı dolaşacağız.
So we go door to door.
Kapı kapı dolaşan ansiklopedi satıcısı.
A door-to-door encyclopedia salesman.
Results: 48, Time: 0.0297

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English