KAPI in English translation

door
kapıyı
bir kapı
kapağı
gate
geçit
kapıyı
bir kapı
girişi
kicked
tekme
tekmelemek
vur
kapı
at
vuruş
devreye
portal
geçit
kapı
kapıyı
gedikten
geçitle
doorway
geçit
kapıda
kapı
girişi
bir kapı çizerek bu şekilde zaman akışına erişebiliyorum
doorbell
kapı zili
kapıyı
doors
kapıyı
bir kapı
kapağı
gates
geçit
kapıyı
bir kapı
girişi
kick
tekme
tekmelemek
vur
kapı
at
vuruş
devreye

Examples of using Kapı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yaşındaydım. Babam beni kapı dışarı etmişti.
And my dad, he kicked me out. I was 17.
Inanıyorlar. açacağını düşünüyorlar. Bazıları da başka bir boyuta kapı.
Other people believe it might open up a doorway to some other dimension.
Babanın beni kapı dışarı etmesine gerçekten izin verecek misin?
Are you really gonna let your father kick me out?
İki geniş tahta kapı var. Oyun başlasın.
You got two large wooden doors. Game on.
Yerde olurdum diye düşünüyorum. Kapı parçalayıcısı olsaydım başka bir.
I would be somewhere else. Well, I would like to think if I were gate crashing.
Tıkamamız gereken iki kapı var, iç ve dış.
There's two gates we must seal-- the inner and outer.
Mark kapı çalacak ve polis gelecek diye korkuyordu.
Mark was scared that the police would ring the doorbell.
Cehennem gibi bir yere açılmıyor mu? Affedersin Jim ama o kapı.
Pardon me, Jim, but didn't that portal open onto a raging inferno?
Öyle mi? Annem 16 yaşımdayken beni kapı dışarı etti.
Well, my mother kicked me out when I was 16.
Burası balkon, kapı koridora açılıyor.
Doorway out here to the corridor. that's the balcony.
Seni buradan kapı dışarı etmek istemiyorum ama ederim.
I don't want to have to kick you out of here, but I will.
Lanny, bütün kapı ve pencerelerin içeriden kilitli olduğunu söylüyor. Ölmüş.
Lanny says all the doors and windows were locked from the inside. He's dead.
Böyle dalmak istemezdim ama kapı açıktı.
Sorry to barge in like this, but the gate was open.
Bu gece kapı uçurmayı unutun.- Hayır.
We're not blowing any gates tonight, guys. No.
Hey, tıpkı seni kapı kamerasını kullanarak nişanlını gözetlediğin gibi.
Hey, that's sort of like how you used a doorbell camera to spy on your fiancée.
Öyle mi? Annem 16 yaşımdayken beni kapı dışarı etti.
Yeah? Well, my mother kicked me out when I was 16.
İşte o an havuzun kapı olduğunu fark etmiştim.
It was then I realized that the pool was the portal.
Karanlık madde o aynaya gelip bir kapı yaratmış olmalı.
Dark matter must have washed over that mirror and created a doorway.
Seni kapı dışarı edemedi bu nedenle senin kendi kendine vazgeçmeni istedi.
Couldn't kick you out so he wanted you to quit on your own.
Haklısın Kapı ve pencerelerin kilitli olacağından emin ol.
Make sure the windows and the doors are locked. Right.
Results: 16753, Time: 0.0271

Top dictionary queries

Turkish - English