Examples of using Gate in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Now you can close the gate.
We're walking through Johnson's Gate at Harvard Yard.
Johnston Gatede yürüyoruz Harvardın bahçesine doğru.The northwest access road had been closed for months, but someone tampered with the gate.
There's a gate that leads to the main road. Five kilometers from here.
You have just won a fabulous weekend with no expenses paid in glamorous Notting Hill Gate.
Büyüleyici Notting Hill Gatede hiçbir ücret ödemeden… muhteşem bir haftasonu kazandın.It looks like a gate.
Bir girişe benziyor.Powis Square, Notting Hill Gate.
Powis Meydanı, Notting Hill Girişi.Yeah? There's a gate at the back of Salamanca's place.
Evet. Salamancanın evinin arkasında bir kapı var.Match played at Ashton Gate, Bristol.
Maç Bristoldeki Ashton Gatede oynandı.Your staff directed us to gate number 2.
Personelin bizi 2 numaralı girişe yöneltti.Powis Square, Notting Hill Gate.
Powis Meydanı, Nothing Hill Girişi.there's a gate that leads to the main road.
anayola çıkan bir kapı var.there's a gate that leads to the main road.
anayola çıkan bir kapı var.And if they have? Then they shut the gate.
Ya etmişlerse? O zaman girişi kapatırlar.Of Salamanca's place. There's a gate at the back Yeah?
Evet. Salamancanın evinin arkasında bir kapı var?Lieutenant, guard this gate.
Teğmen, girişi koruyun.Yeah? MAN: There's a gate at the back of Salamanca's place.
Evet. Salamancanın evinin arkasında bir kapı var.There's a gate at the back of Salamanca's place. Yeah?
Evet. Salamancanın evinin arkasında bir kapı var?The boatyard's mine. you two owe me a gate.
bana bir kapı borcunuz var.Okay, Bish. There's a gate about 30 yards behind you.
Tamam Bish. Yaklaşık 30 metre gerinde bir kapı var.
