Examples of using Kaybın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kaybın acısını çekmek.
Yine de kaybın acısını hissediyorsun.
Pek çok kaybın olduğunu biliyorum.
Kaybın için üzgünüm.
Kaybın var, biliyorum ama bu ilişki yürümez.
Bütün kaybın miktarı henüz tespit edilmiş değil.
Pek çok kaybın olduğunu biliyorum.
Bu kaybın sebebi başınızdaki komutanlardır, siz değilsiniz.
Kaybın da olmaz kârın da.
Birçok insan, mezarlığı kaybın hatırlatıcısı olarak görür. Gelmişsin.
Birçok insan, mezarlığı kaybın hatırlatıcısı olarak görür. Gelmişsin.
Kaybın yeterince büyük zaten.
Ve bu sefer, kaybın büyük olacak.
O karavanı kaçırırsak bundan kaybın ne olur?
Almanya Martın parlak günlerinden beri 1 milyon kaybın acısını yaşıyordu.
Senin kaybın.
Benden çok senin kaybın dostum.
Senin kaybın.
Pekala bu senin kaybın.
Kostov, onun UDFnin geleneksel tabanındaki kaybın sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini söylüyor.