KAYBEDECEK VAKTIMIZ in English translation

• time to lose
• time to waste

Examples of using Kaybedecek vaktimiz in Turkish and their translations into English

Hadi, Will. Kaybedecek vaktimiz yok.
Come on, Will. There's no time to lose.

Kaybedecek vaktimiz yok.
We have no time to waste.

Hadi, Will. Kaybedecek vaktimiz yok.
There's no time to lose. Come on, Will.

Kaybedecek vaktimiz yok.
There's no time to waste.

Hadi, acele et. Kaybedecek vaktimiz yok.
Come on, hurry, no time to lose.

Ekim ayında yaşananlardan sonra, kaybedecek vaktimiz yoktu.
After the troubles that October, we had no time to waste.

Hadi Robin, kaybedecek vaktimiz yok.
Come on, Robin, there's no time to lose.

Tam da bu yüzden kaybedecek vaktimiz yok.
That's exactly why we have no time to waste.

Cidden Lidia. Hadi, kaybedecek vaktimiz yok.
Really, Lidia. Come on, there's no time to lose.

James Hook bu yüzden kaybedecek vaktimiz yok.
James Hook is why we have no time to waste.

Yarım tedbirlerle kaybedecek vaktimiz yok.
There is no time left for half-measures.

Kaybedecek vaktimiz yok.
We can't lose time.

Kaybedecek vaktimiz yok.
There's no time to be lost.

O zaman kaybedecek vaktimiz yok.
Then there's not a moment to lose.

Hayır, bilmiyorum. Filmlerle kaybedecek vaktimiz hiç yok.
There is no time to be wasted on movies.

ama kaybedecek vaktimiz de yok; on yıl ilerisini düşünmemiz gerekiyor.'' diyerek şöyle devam etti:'' Başkasının parasıyla bir
don't have time to lose; we need to think a decade in advance," Vinca Nuclear Institute Professor Ilija Plecas said in an interview with SETimes."If

Kaybedecek vaktin varsa.
If you have time to lose.

Kaybedecek vakit yok diye düşündüm.
Figured there's no time to waste.

Hiç kaybedecek vaktim yok.
I have no time to lose.

Kaybedecek vakit yok.
No time to waste.