Examples of using Kaybetmek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yolunuzu kaybetmek kolay buralarda.
Gerçekten ikinci şansını kaybetmek istiyor musun?
Bekaretini kaybetmek istedigi kiz o.
İnancı kaybetmek korkunç bir şeydir.
Hepimiz biliyoruz ama annesini kaybetmek belli ki çocuğu derinden etkilemiş.
Zaman kaybetmek istemiyorum!
Bir çocuğunu daha kaybetmek annemin iyice damarına bastı.
Birilerini kaybetmek acı veriyor.
İşimi kaybetmek istemem, tamam mı?
Hayır, işimi kaybetmek istemiyorum, tamam mı?
Nathanı kaybetmek senin için çok zor bir şeydi.
Aklını kaybetmek üzere olduğunu görmüyor musunuz?
Dükkânı kaybetmek üzereyim ve altı saatlik yolu bir saçmalık için tepmişim.
Asla kaybetmek istemeyeceğin birilerinin paralarını kaybettim kumarda.
Bekaretini kaybetmek, evlilik baba olmak
Konu kaybetmek değil.
Tek istediğim bilincimi kaybetmek bu dünyadan kaybolmak.
Sami kaybetmek ve benimle bir daha asla konuşmaması.
Seni kaybetmek istemiyordum, ama böyle yaparak seni tümden kaybetmişim. .
Sanırım bunlardan birisi kafasını kaybetmek üzereyken kafanı koruyabiliyorsan şanslısın demektir.