KAYMAYA in English translation

skating
paten
kaykay
kay
kayarken
skiing
kayak
kaymasına
kar
to slip
kaymaya
kaçmayı
kayıp
eiime
sızacağız
düşmeye
sliding
slayt
kaydırak
sürgü
kaydır
lamı
sledding
kızak
kaymaya
kayarken
kızakla kayan
to shift
değişmeye
kaydırmak
değişime
vardiyaya
skate
paten
kaykay
kay
kayarken
into a skid
moving
hareket
hamle
yürüyün
taşınmak
kımılda
kıpırda
çekilin
çekil
yürü
taşı

Examples of using Kaymaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Tepsiyle kaymaya gidiyoruz.
We're going tray sledding.
Seni kaymaya, parka, hayvanat bahçesine hep götürürdüm.
Always took you skating, to the park, to the zoo.
Onun notları kaymaya başladı.
His grades have started to slip.
Büyük Ayı takımyıldızı kaymaya başladığında.
When the Big Dipper starts to shift.
Babam gittikten sonra mutfak zemininde kaymaya başladık.
After Dad left, we started sliding across the kitchen floor.
O zaman kaymaya devam edebilirim!
And then I can still skate!
Ben kaymaya gitmek istemiştim.
I wanted to go skiing.
Biz bu hafta sonu erkeklerle kaymaya gitmiyor muyduk?
Are we going skating with the guys later this week?
Onu üzmek için Bergen Hille kaymaya gittiğimizi de söyleyebilirdim.
I could have said,"Went sledding on Bergen Hill." For all it upset him.
Hele altındaki iskemle kaymaya başladığında.
And when that chair started to slip from under him.
Baba, benimle kaymaya gelecek misin?
Daddy, will you come skate with me?
Kaymaya gidiyorum. İşte böyle yapılır, bebek.
That's how you do it, baby. I'm going skiing.
Naneli Patty ile kaymaya gitti.
She went skating with Peppermint Patty.
İleri doğru kaymaya çalışacağım.
I'm gonna try to slip through.
Küçük çocuklarla kaymaya gi̇di̇yor.
Going sledding with little kids.
sonra da kaymaya devam edebilirim!
then I can still skate!
Komik değil ki, sadece kaymaya gidince yapılacakları söylüyor.
That's not funny. That's just saying what happens when you go skiing.
Televizyon izliyorum. Haftasonu kaymaya gidelim mi?
Watching TV. You want to go skating this weekend?
Gözlüğüm burnumdan aşağı kaymaya başladı.
My glasses started to slip down my nose.
Min-jun işe gitmeden önce beni kaymaya götürürdü. O günlerde.
I would ask Min-jun to take me sledding before we go to work. On days like those.
Results: 170, Time: 0.0464

Kaymaya in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English