KEMIKLERINDE in English translation

bones
kemik
iliklerime
bone
kemik
iliklerime

Examples of using Kemiklerinde in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kaplumbağaların kemiklerinde net kesik izleri bulduk. Timsahların, büyük ve küçük antilopların,
There were clear cut marks on the bones of turtles,
üçüncü ayak parmak kemiklerinde enfeksiyon var.
you have an infection in the bones of your second and third toes.
kemiklere ve atalarımızın dişlerine Gladyatörlerin kemiklerinde kullanılana benzer gelişmiş teknolojiler yakından bakabilmesini sağladı.
look ate mostly plants. like those used to analyze the gladiator bones, at the tools, bones and teeth of our ancestors.
Bilim insanlarının bu araçlara, kemiklere ve atalarımızın dişlerine Gladyatörlerin kemiklerinde kullanılana benzer gelişmiş teknolojiler yakından bakabilmesini sağladı.
Leading to the discovery that early humans like those used to analyze the gladiator bones, have allowed scientists to take a closer look at the tools, bones and teeth of our ancestors, Advanced technologies ate mostly plants.
Kalp yetmezliğini tedavi eder. Ama Mel Bennettın kemiklerinde bulduğumuz dozda alırsan.
It's supposed to treat heart failure but not if you're taking the amount found in Mel Bennett's bones.
Yani kemiklerinde bu kadar çok benzen varsa… üç yıldan çok daha uzun süredir dumana maruz kalıyormuş.
He's been collecting dust a lot longer than three years. So, if he has this much benzene on his bones.
Yani kemiklerinde bu kadar çok benzen varsa üç yıldan çok daha uzun süredir dumana maruz kalıyormuş.
So, if he has this much benzene on his bones… He's been collecting dust a lot longer than three years.
Bir kamyonete takılıp, bir kaç mil sürüklenen bir geyiğin kemiklerinde görmüştüm.
On the bones of a deer that was snagged by a pickup and dragged for a few miles.
Cinayet kurbanı uzun dönem ağır içici olmalıydı, yine de kemiklerinde, alkolik osteoporoz belirtisi yok.
The murder victim was supposed to be a long-term heavy drinker, yet his bones show no signs of alcoholic osteoporosis.
atalarımızın dişlerine Gladyatörlerin kemiklerinde kullanılana benzer gelişmiş teknolojiler yakından bakabilmesini sağladı.
ate mostly plants. at the tools, bones and teeth of our ancestors, Advanced technologies have allowed scientists to take a closer look.
Profesör Hodgins kemikleri inceleyerek dinozorların nasıl öldüklerini anlama konusunda inanılmaz şeyler buldu. Neden Eva Braganın kemiklerinde bizi katile götürecek bir şey bulamasın?
Professor Hodgins has made amazing discoveries studying bones to determine how dinosaurs died-- why shouldn't he be able to find clues on Eva Braga's bones that could lead us to the killer?
Arkeolog, bizim de kemiklerimiz var ama onları gömüyoruz!
Archeologist, we have got bones too, but we bury them!
Tüm kemiklerinizi kırarım, Randy keçi!
I will break all your bones, you randy goat!
Kemiklerimiz birazdan kül olacaklar,
Our bones will soon be ashes,
İnsanlar et ve kemikten oluşmuştur, bunu herkes bilir.
We're made out of flesh and bones, anyone can tell you that.
Mutlu kalpler ve düz kemiklerle barış istiyorum kir ve sıkıntı olmadan.
Without dirt and distress. I want peace with happy hearts and straight bones.
Gördünüz mü? Kemikten imal edilmiş çünkü.
See, because he's made of bones. You're an embarrassment.
Yaralarınızı diktim, kemiklerinizi tedavi ettim ama sizi gömemem.
I have sewn you up, I have set your bones, but I won't bury you.
Bir gün tabutta kemiklerden ibaret olacağım… ama şimdi değil.
But right now, I', not. Someday I will just be bones in a box.
Taze kandan, etten ve kemikten olan Sam Jang içeri giriyor.
Samjang's fresh blood, flesh, and bones are coming in.
Results: 73, Time: 0.0256

Kemiklerinde in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English