Examples of using Kendi hayatının in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tanrım, kendi hayatının kontrolünde sen varsın.
İşin garip tarafı kendi hayatının bir ropörtaj konusu dönüştüğünü görmek.
Hatta kendi hayatının.
Er ya da geç, her insanın kendi hayatının sorumluluğunu alması gerekir.
Er ya da geç, her insanın kendi hayatının sorumluluğunu alması gerekir.
Elinde olmadığını düşünüyor. Katil, kendi hayatının kontrolünün.
Ruhunun iyiliği için, kendi hayatının iyiliği için… affetme lütfunu bulmalısın.
Sen tam da burada bana'' sil baştan başlayıp kendi hayatının kahramanı olabilirsin'' demiştin.
Sadece… Başka bir insanın gözünden kendi hayatının nasıl göründüğünü merak ettiğin oldu mu hiç?
Antonius, pişman olup Kleopatranın ölüsünü görmek için geri döneceğine, kendi hayatının artık hiç değeri kalmadığı nedeni ile intihar etmeye karar verir.
Umutsuz bir bağımlı olabilirsin, kendi hayatının ve çevrendeki herkesin hayatını mahvedebilirsin ama dinleyicilerini sıkamazsın.
Sanırım kendi hayatının bu kadar kolay almayı… denemenin nedeni bu.
Başka bir insanın gözünden kendi hayatının Sanırım… Sadece… nasıl göründüğünü merak ettiğin oldu mu hiç?
Seni pislik. Sen kendi hayatının derdine düş, benimkini de bana bırak, tamam mı?
Pattersonın bu görevin, kendi hayatının ve bizim hayatlarımızın gidişatını nasıl değiştireceğini bilmesine imkân yoktu.
Patterson, bu görevin kendi hayatının gidişatını… nasıl değiştireceğini bilemezdi.
Patterson, bu görevin kendi hayatının gidişatını… nasıl değiştireceğini bilemezdi.
Patterson, bu görevin kendi hayatının gidişatını… nasıl değiştireceğini bilemezdi.
Bu nedenle… senin kendi hayatının tehlikede olması, olayın yapılacağı gün bana itaat etmen için yeterli değildi.
Sen kendi hayatının neresinde yer alıyorsun?