Examples of using Kerata in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şu Gözleri parıldayan kerata.
Doktor Chopra. Götür o kıçını buradan, seni kerata.
Kalk dedim, kerata!
Yakaladım, seni kerata.
Sürekli'' kerata'' dediğim için kusura bakma.
Kid kaçtı. Kurnaz kerata.
Çünkü kerata bir ağacın altında yatıyordu
Seni kerata, seni şeytan seni.
Kerata ne bilsin o mumların söndürdükten sonra tekrar yandığını.
Kerata, sen kimi kandırmaya çalışıyorsun?
Kerata, kendi sırtının topraksız olduğunu mu sanıyorsun?
Kerata, ne zamandan beri muhafız üniforması giyiyorsun?
Bu kerata her şeyi yer.
Kerata bir erkeğe dönüşüyor!
Bu kerata sıfırdan yapılmış.
Şanslı kerata!
Kerata iyi de yapıyor.
İşte kerata geliyor!
Selam, kerata.- Kan grubun ne?
Seni yaşlı kerata!