KILITLIYOR in English translation

locks
kilit
kilitlemek
bir tutam
içeri
kapatın
kitle
kapat
hapse
lock
kilit
kilitlemek
bir tutam
içeri
kapatın
kitle
kapat
hapse
locking
kilit
kilitlemek
bir tutam
içeri
kapatın
kitle
kapat
hapse

Examples of using Kilitliyor in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Fazerlerini üzerimize kilitliyor, efendim!
He's locking phasers on us, sir!
Konuklarını kafeslere kilitliyor ve onları taşa çeviriyor.
He locks his guests in cages and turns them into stone.
Hayır. Şu kapıyı kilitliyor… iç çamaşırlarımızı indiriyor
No. We lock that door, lower our underpants a little,
Şu kapıyı kilitliyor… iç çamaşırlarımızı indiriyor ve çocuk yapıyoruz.
Lower our underpants a little and make a baby. We lock that door.
İnsanlar, kapılarını kilitliyor. Ne geliyorsa artık titretiyor, onları.
People bolt the door and tremble, dreading what is to come.
Grodin koridordaki bütün kapıları kilitliyor ve bütün bölümün gücünü kesiyor.
Grodin is locking all the doors in the hallway and killing power to the entire section.
Diğer kapıyı kilitliyor.
He's locking the other door.
İçinde hiçbir şey olmayan bir kasayı kilitliyor.
He locks a vault filled with nothing.
Gemi Fazerlerini üzerimize kilitliyor.
The ship is locking phasers.
Gün boyunca kendini odaya kilitliyor.
He's locked in his room all day.
Tüm gün kendini odaya kilitliyor.
She's been locked in her room all day.
Üç başlı kas eli kilitliyor.
Triceps closes the hand.
Herkes kapılarını kilitliyor.
Everyone's locking their doors.
Gece gündüz demeden kendini o laboratuvara kilitliyor.
He locks himself in that laboratory for days and nights on end.
Baksana, kapıyı kilitliyor.
Hey, he's locking the gate.
Bu şeyler beni fena kilitliyor.
Those things cork me up pretty good.
Adam kapıyı kilitliyor.
He locks the doors.
Güvenlik sistemi bizi içeri kilitliyor!
Security system. It's locking us in!
CDC doktorları herkesi yemekhaneye kilitliyor.
The CDC doctors are locking everyone in the refectory.
Beni dolaba kilitliyor!
He locks me in the closet!
Results: 94, Time: 0.0294

Top dictionary queries

Turkish - English