KULAĞINDA in English translation

ear
kulak
imminent
yakın
kaçınılmaz
yaklaşan
an meselesi
eli kulağında
yaklaştı
yakında gerçekleşecek
ears
kulak
your earlobe
kulak memeni

Examples of using Kulağında in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kızımın kulağında ufak bir sorun vardı.
My daughter has had an ear infection.
Kulağında o şey varken benimle normal konuşmaya kalkma.
Don't try and talk all normal with that thing in your ear.
Kulağında sorun mu var?
Got a problem with your ears?
Kulaklığın hâlâ kulağında mı?
You still have your earwig in?
Kulağında bir şey var.
You have got something in your ear.
Kulağında iltihap var. Yeni bir bandaj gerekiyor.
He has an ear infection and needs a fresh bandage.
Ya da kulağında bir tümörle buradan çıkıp gidebilirsin.
Or you could walk away with a tumor in your ear.
Kulağında ne var ozaman?
What's on your ears then?
Kulağında bir şey var.
You have something in your ear.
Kulağında aygıt var.
She has an earpiece.
Generalin kulağında bir kulaklık bulduk.
We found an earbud in the general's ear.
Kulağında pislik mi var?
Have ye got shite in your ears?
Ve kulağında. Şuraya bak.
And your ears. Look at that.
Kulağında bir sorun mu var?
Something wrong with your ear?
En iyi senaryo, kulağında ya da akciğerinde bir enfeksiyon var.
Best-case scenario, an infection in the ear or lungs.
Sana kulağında ne söyledi sanki?
Did she tell you what in the ear?
Biraz kulağında kalmış.
A bit on the ear.
Eli kulağında bir duyurunuz olduğunu anlıyorum.
I understand that you have an announcement that is in the offing.
Kediciğimin'' kulağında enfeksiyon var.
Kitty's at the end of an ear infection.
Kulağında bir şey mi var?- Merhaba.
Hi.- oh, you got something in your ear.
Results: 165, Time: 0.027

Top dictionary queries

Turkish - English