Examples of using Lezzetli bir yemek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sadece yaptığımız şeyi yapıyoruz… ona lezzetli bir yemek veriyoruz, olumlu bir eleştiri alıyoruz ve bu kadar.
Oh, ne kadar lezzetli bir yemek!'''' Neden yapılmış?'''' Biz büyük ihtimal bilmek istemeyeceğiz.
Oh, what a tasty meal!" What is it made of?"-"We probably don't want to know.Sonra da şükran duamı yaparım, çünkü her zaman iyidir… ve benim için lezzetli bir yemek olur.
And he will make a perfectly delicious meal. Then I just say grace because, well, that's always nice.Ben bunun özellikle lezzetli bir yemek olmasını bekliyoruz. Yiyecekle oynamayın.
Don't play with the food. You know, I expect this one to be an especially tasty meal.kız arkadaşım Debbynin bana güzel lezzetli bir yemek pişirmesi.
have my girlfriend Debby… cook me a nice, delicious dinner.böğürtlen… Evime gidince buradaki malzemelerle lezzetli bir yemek pişirebilirim.
I could go home and cook a tasty meal using these ingredients.Annesi babasının sevdiği lezzetli bir yemek yaptı.
His mother made savory food, such as his father loved.şey eve dönmek ve kız arkadaşım Debbynin bana güzel… lezzetli bir yemek pişirmesi.
have my girlfriend Debby… cook me a nice, delicious dinner. It was now 7:00.Sıcak, lezzetli bir yemek verdiğinde, talihsiz insanların yüzleri nasıl da aydınlanıyor.
Man, he way the faces of the less fortunate light up when you give them a hot, nutritious meal.Annesi babasının sevdiği lezzetli bir yemek yaptı.
his mother made savoury meat, such as his father loved.Onlarla babanın sevdiği lezzetli bir yemek yapayım.
I will make them savory food for your father, such as he loves.sonra İki seçeneğin var, aFarklı bir davranış biçimiyle hoş ve lezzetli bir yemek için bize tekrar katılabilirsin, ya da bMeksika sınırına kadar yürüyebilirsin.
you have the choice of either a rejoining us here at the table with a different attitude for a nice, delicious meal.Esav da lezzetli bir yemek yaparak babasına götürdü.
He also made savory food, and brought it to his father.Orada benim için sadece lezzetli bir yemekten çok daha fazlası var.
There's so much more to me than just a tasty meal.Çok lezzetli bir yemektir.- Pizza mı?
Bebek balıklar sonuçta lezzetli bir yemektir.
Baby fish, after all, make a tasty meal.Böyle lezzetli bir yemeği iğrenç bir şey için bırakmak ne yazık.
What a shame to leave a delicious dinner like this for so sordid a thing as.Pizza mı? Çok lezzetli bir yemektir.
Pizza? It's a delicious food.Evet çok lezzetli bir yemekti.
It was the most delicious dinner.Bu yüzden, lezzetli bir yemeğin lezzetini alamazsın.
Because of that, you don't find a tasty dish 
