MAHVETTIĞIM in English translation

ruining
berbat
harabe
mahveder
mahvediyorsun
mahvetmesine
bozmasına
yıkım
yıkıntılar
perişan
harap
destroyed
yok
imha
tahrip
perişan
yıkmak
yok et
mahvet
yoket
imha et
parçala
messing up
berbat
mahvetme
karıştırırsan
mahveden
bozma
dağıt
davranasınız diye
karışıklık
altüst
pisliği
screwing up your
wrecking your

Examples of using Mahvettiğim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Akşamınızı mahvettiğim için üzgünüm dedektif.
Sorry to have ruined your evening, detective.
Hayatını mahvettiğim için üzgünüm.
Sorry for ruining your life.
Daniel hayatını mahvettiğim gecenin o gece olduğunu söyledi.
Daniel said that was the night that I ruined his life.
Sırf üzerinde çok uğraştığı bir şeyi mahvettiğim ve onu…- Özür dilerim.
Just because I wrecked something she worked hard at and made her.
Gününüzü mahvettiğim çok için özür dilerim.
I'm so sorry to spoil your day.
Samin sürprizini mahvettiğim için çok kötü hissediyorum.
I just feel terrible that I ruined the surprise for Sam.
Cuma geceni mahvettiğim için özür dilerim.
I'm sorry for ruining your Friday night.
Mahvettiğim bir şey var mı?
Am I ruining something?
Bu işi yaparken mahvettiğim üçüncü güzel elbisem.
This is the third good dress I have ruined doing thisjob.
Yatağını mahvettiğim için Özür dilerim.
Uh… Sorry for ruining your bed.
Mahvettiğim 8 yılbaşına karşılık 3 tane kurtarmış olacağım.
This will make three Christmases I saved… versus eight I ruined.
Senin için mahvettiğim fantazi bu mudur?
Is that the fantasy I ruined for you?
Senin için mahvettiğim fantezi bu mudur?
Is that the fantasy I ruined for you?
Mahvettiğim için hâlâ kendime kızarım ama… bugün bir şey fark ettim.
I'm still kicking myself for screwing it up, but… I realized something today.
Mahvettiğim için hâlâ kendime kızarım ama… bugün bir şey fark ettim.
I realized something today. I'm still kicking myself for screwing it up, but.
Diziyi mahvettiğim için. Ne için?
For what? For killing the show?
Diziyi mahvettiğim için. Ne için?
For killing the show. For what?
Kendi evliliğimi mahvettiğim… ve Rhondanın kocasını elde ettiğim için özür dilerim.
I'm sorry for corrupting my marriage, for taking Rhonda's husband.
Bobby. Mahvettiğim bu elbisenin parasını nasıl ödeyeceğim?
Bobby, how am I gonna pay for this dress I ruined?
Hayatını mahvettiğim için üzgünüm.
I'm sorry for messing up your life.
Results: 108, Time: 0.043

Top dictionary queries

Turkish - English