MASANIN in English translation

• on the table
• desk

Examples of using Masanın in Turkish and their translations into English

Ama şimdi masanın öbür tarafındayım neden sana merhamet edeyim ki?
Now that the tables have turned, why should I have mercy on you?

Onu masanın üzerine yatır ve götüne koy.
Knock her over the table and put it in her ass.

Masanın 3 metre civarında değil.
Not in a 10-foot radius of that table.

Tepsiyi masanın üstüne koyun.
Bring the tray to the table.

Garsonlar masanın altına doğru silmeyi severler, ama… altını değil.
Waiters like to wipe down the top of a table, but… not the underside.

Masanın üstüne çık ve soyun!
Just jump up on a table and rip it off!

Masanın yanına koyup yemek yemek.
Put it by a table and eat a meal.

Masanın üstüne.
Over to the table.

Masanın arkasında çok uzun süredir oturuyorsun.
You have been sitting behind a desk for way too long.

Adam masanın arkasına saklandı, o yüzden hokka duvara çarptı.
He hid behind the table and the inkstand crashed into a wall.

Masanın sol tarafı Birleşik Ross Devletlerine aittir.
The left-hand side of the desk belongs to the United Nation of Ross.

Masanın bu tarafında olmaya alışık değilim.
I'm not used to being on this side of the desk.

Evet, masanın gözünde olacaktı.
Yes, there's some in the desk, I believe.

Acaba şu iki masanın yeniden çıktısını alabilir misiniz?
Could you reprint these two tables, please?

Masanın altından silah doğrulttun diye her istediğini elde edemezsin.
You don't get everything you want just because you're pointing a gun at me under a table.

Masanın çevresinden dolaşıp beni takip edin, lütfen.
Step right around the desk and follow me, please.

Masanın yanında dikiliyordum. Ve babam.
I was standing next to the desk and my father.

Masanın arkasındaki duvarda.
It's on the wall, behind the desk.

Baltayı masanın üzerine bırakır.
Hatchet Rests On Table.

Masanın altına. Aşağıya,!
Down from the table!