Examples of using Meselesiyle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bütün bu Huntingtonın meselesiyle, Hawaii ve Maya ile yüzleşmeme yardım ettin.
Aydınlatmaktan mutluluk duyarım. Onları senin genelevlerindeki personel meselesiyle Bana bir hamle yapmaya kalkarsa.
Aydınlatmaktan mutluluk duyarım. Onları senin genelevlerindeki personel meselesiyle Bana bir hamle yapmaya kalkarsa.
daha önce cinayet meselesiyle hiç uğraşmadım.
Aydınlatmaktan mutluluk duyarım. Onları senin genelevlerindeki personel meselesiyle Bana bir hamle yapmaya kalkarsa.
hükûmetinden askerî yardım meselesiyle ilgili size ulaşan biri oldu mu?
Bay Whitefeatherı bıçaklama meselesiyle ilgili önsezilerim doğruymuş.
Eğer bana kızgın değilsen tüm bu uçma meselesiyle nereye varacaksın?
Gazeteler şunu soracak: Madem barış yapmaya geldiler, Güneyi neden kölelik meselesiyle kızdıralım?
Konfederasyon barış için kalkıp buraya kadar gelmişken ne diye kölelik meselesiyle onları kudurtuyoruz?
doğaçlamalı stand-up komedisinin öncüsü olan Winters, kişisel bir akıl hastalığı meselesiyle kamuya açık ilk şöhretlerden biriydi ve sonuç olarak damgalanmış hissetti.
On altı ve on yedinci yüzyılda İngiltere kırsalında toprağın çitlenmesi meselesiyle derinden ilgilenmiş
Meselenin ne olduğunu öğrenebilip öğrenemeyeceğimizi görelim.
Ayrıca meselenin iki aile arasındaki intikam olduğunu da sanmıyorum.
Kefaleti ödeme meselesi ise, bence harika bir fikir.
Şimdi meseleyi uzatmayayım ama yine de çifti anlıyorum.
Amerikanların Balo Meselesi.'''' Ezik kızlar bile.
Sigorta meselesi değil, çünkü ortada kazanç elde eden yok.
Ama meseleyi telefonda konuşmanın iyi bir fikir olmadığını söyledi.
Howardlar meselenin intikam olmadığını kanıtlamak için elinden geleni yapıyor.