Examples of using Mutabakata in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şu an kaçak durumdayız. Ama kaçırılmanın suçunu Mutabakata atmak için bir plan yapıyoruz.
Ama yemin ederim, o bombayı etkisiz hale getirirsen Mutabakata bize yaptıklarını ödetene dek rahat etmeyeceğim.
Uzun zamandır hükümette bir köstebek olduğundan şüpheleniyorum. O kişinin hâlâ Mutabakata sadık olduğuna inanıyorum.
CIAin ısrarıyla Bomaniyle bir ilişki kurdum. Mutabakata yakın kalmam için beni onunla ortak olmaya zorladınız.
Metro, ortaklarıyla mutabakata varırsa seni paraşütsüz aşağı atmak isteyecektir.
Sydney ve Jackin soruşturmasına sekte vurmalarını engellemek için kullanabiliriz. Onu Mutabakata yanlış bilgi vermek için.
Halihazırda mevcut olan tüm taarruz kuvvetlerinin… sahnelenmiş ve tek taraflı azaltılmasında mutabakata niyetliyiz.
Ve Bay Hughes ile en son konuşmuş olan gazeteci olarak,… Bay Hughesun sesini… tanıyabilecek durumda olduğu için, görüşmeyi… Bay McCulloughun yapabileceği hususunda karşılıklı mutabakata vardık.
sesini… tanıyabilecek durumda olduğu için, görüşmeyi… Bay McCulloughun yapabileceği hususunda karşılıklı mutabakata vardık.
CIAin, Mutabakatın senin karşılığında alacağına inanabileceği bir şey.
Mutabakatın elinde olduğumuzu biliyoruz.
İkinizin, o mutabakat dışında hiç konuşmadığınızı söylemiştiniz.
Mutabakat patlamadan önce Lauren ve ben Sankoyla bir silah anlaşması ayarlamıştık.
Öyleyse mutabakat vardık mı?
Beyefendilerin Mutabakatı.
Mutabakatın kullandığı kurşunların izi sürülmüyor.
Bu bilgiyi Mutabakatla çalışan bir adama mı verdin?
Bunun Mutabakatla ne ilgisi var?
Mutabakatı Elena mı yönetiyordu?
Mutabakatın defteri.