Examples of using Ne olduğunu biliyorsun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kardeşime ne olduğunu biliyorsun, değil mi David?
Heyecanlandığında ve sinirlendiğinde ne olduğunu biliyorsun.- Ben.
Sen kendinin ne olduğunu biliyorsun. Gerçek gerçektir.
Hiç sanmıyorum. Ve bence ne olduğunu biliyorsun.
Onları korkuttuğunda ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
Crais tarafından geri döndürülemez şekilde kirlenmiş sayıldım.- Bana ne olduğunu biliyorsun.
Kendini bu kadar paraladığında ne olduğunu biliyorsun.
Ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
Yani, peki, Charlieye ne olduğunu biliyorsun.
Birbirimizden sır sakladığımızda ne olduğunu biliyorsun.
O sebeple konuşmaya başlasan iyi olur. Burada ne olduğunu biliyorsun.
Donna, en son Louis bunu yaptığında ne olduğunu biliyorsun.
Homer, şansını zorlayınca ne olduğunu biliyorsun.
Üzgünüm. En azından ona ne olduğunu biliyorsun.
Hükümet DNAnı alınca ne olduğunu biliyorsun.
O kutunun içinde ne olduğunu biliyorsun Patrick.
Ama ona ne olduğunu biliyorsun.
Bizim gibi insanlara Riverdaleda ne olduğunu biliyorsun Jug.
Kalbinde ne olduğunu biliyorsun.