NEDENLERI in English translation

reasons
sebep
neden
mantık
bahane
why
neden
niye
niçin
yüzden
sebebini
causes
çünkü
sebep
neden
yüzünden
davaya
motive
sebep
neden
motivasyon
amaç
dürtü
motif
gerekçesi
güdüsü
saik
motivations
motivasyon
sebep
amacı
bir neden
motive
güdüsü
güdülenme
reason
sebep
neden
mantık
bahane
cause
çünkü
sebep
neden
yüzünden
davaya
motives
sebep
neden
motivasyon
amaç
dürtü
motif
gerekçesi
güdüsü
saik
the whys
neden

Examples of using Nedenleri in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Adam, kıza aşık. Aşık bir adam, yalnızca nedenleri varsa öldürür.
A guy in love only kills if he has motive.
Jin Hyeon Pil ve Kim Mi Yeongun resmi ölüm nedenleri.
Jin Hyeon Pil and Kim Mi Yeong's official cause of death.
Baksana, ne nedenleri ne de durumları açıklığa kavuşmamış.
Hey, neither the motives nor the circumstances are clear.
Resmi olarak, ölüm nedenleri hâlâ belirsiz.
Officially, the cause of death is still undetermined.
Hiç neden görmüyorum ve nedenleri severim.
See, I don't see any motive, and I like motive.
Karşılıklı görüşmeler satın alma davranışlarını yönlendiren nedenleri bulmaya yardımcı olur.
Interviews help uncover motives guiding the buying behaviors.
Her ne yaptılarsa, iyi nedenleri olmalı.
Whatever they done, they must have had good cause.
Belki de bizimle paylaşmadığı nedenleri vardır.
Maybe he has motives he's not sharing with us.
Diğer genç adamların bundan daha az nedenleri var.
Other young men have with much less cause than this.
Gülünç dış görünüşümün arkasındaki nedenleri… ve amaçları mı soruyorsun?
Behind the boorish facade? You ask about the whys and the wherefores?
Lucian İttifakının nedenleri ve nasılları mı?
The how and the why of the Lucian alliance?
Peki ölüm nedenleri ne?
What's the cause of death?
Yapmak için nedenleri olsa bile.
Even though he would be right to do so.
Pazar gününü seçme nedenleri sınırda yoğun trafik olması.
The reason they pick Sunday, it's a high traffic day at the border.
Eğer bana nedenleri söylerseniz belki bir yardımım dokunur.
If you would tell me the reasons perhaps I could be of help.
Çünkü bunun ciddi nedenleri var. Birileri burada kilitli olabilir.
There are serious reasons why… a person would be locked up in here.
Gülünç dış görünüşümün arkasındaki nedenleri… ve amaçları mı soruyorsun?
You ask about the whys and the wherefores behind the boorish facade?
Bunun bazı nedenleri var ve hatta bu konuda anlatılan hikayeler var.
Now there is a bunch of reasons for that, and stories about it.
Bunun bazı nedenleri pek de ihtilaflı değil.
Some of the reasons for this are not really very controversial.
Uzak durmanın bütün nedenleri… onlar işe yaramazlar.
Because all the reasons to stay away-- they don't work.
Results: 535, Time: 0.0369

Top dictionary queries

Turkish - English