OLAĞANÜSTÜ YETENEKLI in English translation

extraordinarily gifted
phenomenally talented
olağanüstü yetenekli
is a tremendously talented
you are an extraordinary gifted
extremely talented

Examples of using Olağanüstü yetenekli in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ruandadaki faaliyet planımız, Diana Nobleın önderliğinde meydana getirildi, bu tür işlerde gönüllü çalışanlardan farklı değilse de, Diana Noble olağanüstü yetenekli bir kadın.
Our business plan in Rwanda was put together under the leadership of Diana Noble, who is an unusually gifted woman, but not unusual in the type of people who have been willing to do this kind of work.
Bizanslı tarihçi ve vakainüvis Prokopiusa göre'' Olağanüstü yetenekli savaşçı'' olan Āzārethes,
Āzārethes, who was an"exceptionally able warrior" according to Byzantine historian and chronicler Procopius,
Sen olağanüstü yeteneklisin.
You're extraordinarily competent.
O, olağanüstü yetenekleri olan bir adamdı.
He was a man of extraordinary talents.
Bazı olağanüstü yetenekler sergileyen… genç bir kız olduğu bildirildi.
The young girl is reported to have displayed… some rather extraordinary talents.
Bunu, olağanüstü yetenek olarak düşünmeyi tercih ediyorum.
I prefer to think of it as talent for the remarkable.
Onlar olağanüstü yeteneklerini keşfeden birbirlerine yabancı insanlardı.
There were strangers whow discovered extraordinary abilities.
Olağanüstü yetenekler gelişir.
Extraordinary talents develop.
Ama kaç tane olağanüstü yeteneğin olursa olsun bunu asla değiştiremezsin.
But no matter how many extraordinary gifts you have you will never be able to change that.
Bende Ethelın olağanüstü yeteneği yok.
Fine, I don't have Ethel's extraordinary gift.
Bende Ethelın olağanüstü yeteneği yok. Evet, peki.
Ethel's extraordinary gift. Yeah, fine, I don't have.
Bende Ethelın olağanüstü yeteneği yok. Evet, peki.
Yeah, fine, I don't have Ethel's extraordinary gift.
Olağanüstü yeteneğimle… telefon rehberi.
My extraordinary skill… the telephone book.
Olağanüstü yeteneğe sahip bir kız vardı.
There was a girl who had the most extraordinary ability.
Mutantlar olağanüstü yeteneklerle doğarlar.
Born with extraordinary abilities… Mutants.
Mutantlar olağanüstü yeteneklerle doğarlar.
Mutants… born with extraordinary abilities.
Olağanüstü yetenekleri var ve savaşması kolay olmayacak.
He has extraordinary skills and won't be easy to fight.
Devon olağanüstü yetenekler sergiliyordu.
Davon exhibited extraordinary abilities.
Olağanüstü yeteneğimle.
My extraordinary skill.
Bu dünya dışı varlıklar olağanüstü yeteneklere sahip.
These EBEs possess some extraordinary skills.
Results: 398, Time: 0.0378

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English