Examples of using Onlar inanmazlar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Allaha göre canlıların en kötüsü, kafirlerdir; artık onlar inanmazlar.
Allaha göre canlıların en kötüsü, kafirlerdir; artık onlar inanmazlar.
İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki'' Onlar inanmazlar'' sözü gerçekleşmiş oldu.
İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki'' Onlar inanmazlar'' sözü gerçekleşmiş oldu.
Kendilerini ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar.
bilmek ve o zaman bile, onlar inanmazlar.
Bizim prehistorik atalarımız olabilir anlamak ve onlar inanmazlar ki bu uzaylılar Tanrılar çeşit vardır.
uyarmasan da onlar için birdir; onlar inanmazlar.
Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği:'' Onlar inanmazlar.'' sözü.
Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği:'' Onlar inanmazlar.'' sözü, gerçekleşti.
uyarmasan da onlar için birdir. Onlar inanmazlar.
Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği:'' Onlar inanmazlar.'' sözü.
Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği:'' Onlar inanmazlar.'' sözü, gerçekleşti.
İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki'' Onlar inanmazlar'' sözü gerçekleşmiş oldu.
Pek azı hariç onlar inanmazlar.
Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği:'' Onlar inanmazlar.'' sözü.
ALLAH yanında yaratıkların en kötüsü kafirlerdir; onlar inanmazlar.
Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği:'' Onlar inanmazlar.'' sözü.
uyarmasan da onlar için birdir. Onlar inanmazlar.
Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği:'' Onlar inanmazlar.'' sözü.