Examples of using Inanmak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Günü geldiğinde birine inanmak zorunda kalacaksın.
Evrenin ona ihtiyacı olduğuna inanmak.
Fakat şu an tek yaptığım inanmak.
Bu anlaşmanın yürümesi için bana inanmak zorundasın.
Tanrıya inanmak.
Ve çılgınca anların yaşanacağına inanmak zorundayım.
Seni seviyorum'' diyeceğine inanmak.
ama bana inanmak zorundasınız.
Neye inanmak? Aşka inanmak!
Şu anda her şeyin Ajan Zagarın kontrolü altında olduğuna inanmak zorundasınız.
Ya da sen, inanmak istiyor musun?
Kalmak istiyorum, Katherine ve birbirimize olan duygularımızın büyüyeceğine inanmak.
Evrenin ona ihtiyacı olduğuna inanmak.
Ona inanmak istediğini biliyorum.
Bana inanmak zorunda değilsin ama.
Ama bana inanmak zorundasın. Evet, biliyorum.
Buna inanmak çok zor.
Bana söylemeye çalıştılar… ama ben onlara inanmak istemedim.
Bir şeye inanmak zorundaysan.
Aksi yönde deliliniz yoksa inanmak zorundasınız. Onu hiç istismar etmedim.