BUNA INANMAK ZOR in English translation

hard to believe
inanmak zor
inanmak güç
inanmakta güçlük
buna inanmakta güçlük
buna inanmak çok zor
buna zor inanırım

Examples of using Buna inanmak zor in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu ülkede yarım milyar erkek varken, buna inanmak zor!
With half a billion men in this country, it's hard to believe.
Evet, gözleri kapalı olan sen değilsin. yani, buna inanmak zor.
Yeah, you weren't blindfolded, so that's hard to believe.
Her neyse buna inanmak zor gelebilir ama benim çocukken hiç arkadaşım olmadı.
Well, anyway, um, you may find this hard to believe, but I didn't have any friends growing up.
Çok sayıda haberi okumuyor olsaydanız buna inanmak zor olabilir. Ama bir çok yerde, tsunami sonrası, köylüler hâlâ dehşet içindelerdi.
This may seem hard to believe-- unless you have been reading lots and lots of news reports-- but in many places, after the tsunami, villagers were still terrified.
Buna inanmak zor biliyorum, ama bir gün bu zamanların geri gelmesini isteyeceksin.
I know you may find this hard to believe, but some day you're going to want these times back.
Buna inanmak zor gelebilir Lex ama insanlar kendi hatalarının sorumluluğunu üstlenmeli.
You might find this hard to believe, Lex… but people should take responsibility for their own actions.
Bakın, buna inanmak zor geliyor biliyorum… haydi millet, bir yabancı beni yakaladı.
I realize this is a little hard to believe, Look. but come on, guys.
Şu anda aynı evdeyiz. Buna inanmak zor olacak ama sanırım.
This is going to be hard to believe, we're in the same house right now. but I think….
Bu adamların benim peşimde olmasının sebebi buna inanmak zor olacak biliyorum ama ben aslında gizli bir ajanım.
The reason those people are after me… I know this is gonna be hard to believe, but I'm basically a secret agent.
Buna inanmak zor, ama bir zamanlar burası, hareketli 300 kişinin yaşadığı,
It's hard to believe it, but this was once a busy little town, up to 300
Buna inanmak zor olabilir! Ama Vahşi Doğa Adamı eskiden sıska biriydi.
It may be hard to believe, but the Wild Bushman was once a… skinny little lad.
Buna inanmak zor olabilir, ama… Ama gerçekten bizi musallat olan bir şey olduğunu düşünüyorum.
But I really think there is something haunting us. You might find this hard to believe, but.
Biliyorum, şu an buna inanmak zor… ama herşey çok daha iyi olacak.
Look, I know it's hard to believe now, but things will get better.
Bunu gördükten sonra buna inanmak zor özellikle de adli tabip dün öldüğünü söyleyince.
After seeing… this, it's hard to believe, especially when the coroner said she died yesterday.
Biz iyi arkadaşız ve bunu ispatlayabilirim. Dört. Biliyorum buna inanmak zor biliyorum Tamam.
I know this is hard to believe Okay. but we're best friends and I can prove it. Four.
Buna inanmak zor muhtemelen yatak odası kapısının arkasında sakladığın içi bozuk paralarla dolu kumbaranı düşünürsek. Ne zamandır biriktiriyorsun, 15 yaşından beri mi?
I find that hard to believe considering that huge crayon bank you have got hidden behind your bedroom door that you have been filling with all the change that you could accumulate since you were, what, 15?
Buna inanmak zor.
Hard to believe.
Buna inanmak zor.
I find that hard to believe.
Buna inanmak zor.
Buna inanmak zor.
That's hard to imagine.
Results: 693, Time: 0.0291

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English