Examples of using Onlara gelince in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
mu gerçeği inkar edenler, gerçek, onlara gelince bu derler, aşikar bir büyü.
Zorlu azabımız onlara gelince yakarabildikleri:'' Biz gerçekten zulme sapanlardandık'' demelerinden başka olmadı.
Musa, apaçık delillerimizle onlara gelince bu, uydurma bir büyüden başka bir şey
Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.
Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.
Musa, onlara gelince Firavun ya Musa demişti,
Katımızdan gerçekle onlara gelince öldürün demişlerdi,
Katımızdan gerçekle onlara gelince öldürün demişlerdi,
Katımızdan gerçekle onlara gelince öldürün demişlerdi,
sor İsrailoğullarına; Musa, onlara gelince Firavun ya Musa demişti,
sor İsrailoğullarına; Musa, onlara gelince Firavun ya Musa demişti,
sor İsrailoğullarına; Musa, onlara gelince Firavun ya Musa demişti,
sor İsrailoğullarına; Musa, onlara gelince Firavun ya Musa demişti,
sor İsrailoğullarına; Musa, onlara gelince Firavun ya Musa demişti, şüphe yok ki ben seni büyülenmiş sanıyorum.
bir gidiş üzere olacaklar. Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.
bir gidiş üzere olacaklar. Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.
Onlara gelince.
Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.
Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.
Gerçek olan Kuran, onlara gelince yalanladılar da şimdi darmadağın bir işe daldılar.