ONU BULMAK in English translation

• to find him
• to locate him
• get him
• to finding him
• track him

Examples of using Onu bulmak in Turkish and their translations into English

Onu bulmak zorundasın.'' dedim.
I said, you have got to find him.

Onu bulmak, büyük jüriyi halı altına süpürmenin anahtarıdır.
Finding him is the key to sweeping the grand jury under the rug.

Onu bulmak kötü olabilir.
Finding her would be something terrible.

Onu bulmak zorundasın, Tom.
You have got to find him, Tom.

Ama onu bulmak yeterli değildi.
But finding it wasn't enough.

Onu bulmak senin işindir.
It is your job to find it.

Bir de onu bulmak biraz ufak bir sorun.
Well, there's also the other little matter of finding her.

Onu bulmak zorundayız, anlıyor musunuz?
We have got to find him, do you understand?

Benim görevim onu bulmak ve öldürmekti.
My job was to find him and kill him..

Onu bulmak zorundayız Annie.
We have got to find her, Annie.

Onu bulmak zorundayız.
We got to find her.

Nereye bakcağını bilmiyorsan onu bulmak neredeyse imkânsız.
It's almost impossible to find them unless you know where to look.

Evet bayan, onu bulmak bizim için çok önemli.
Yes, ma'am, and it's very important that we find her.

Yapman gereken onu bulmak veya satın almaktır.
You just have to find it or buy it..

Onu bulmak?
Find it?

Sen benden önce onu bulmak olur tam olarak ne olduğunu biliyorum.
You know exactly what happens if you find him before I do.

Onu bulmak da Zoomu bulmak kadar zor olacaktır.
Finding her is gonna be just as hard as finding Zoom.

Onu bulmak benim görevim.
It is my duty to find it.

Onu bulmak cesaretini toplamana yardımcı olabilir. Saçmalık.
Finding her might help you grow a pair. Bullshit.

İlk önce onu bulmak istiyorum.
I would like to find that out first.