Examples of using Onu ihbar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onu ihbar edeceksin ama iki ay sonra yine başa döneceğiz. Hadi.
Onu ihbar ederdim.
Onu ihbar edersem Reddington ona ulaşır.
Hayır, anlamıyorsunuz. Ben onu ihbar etmeye gelmiştim.
Kendini sakatlamaktan. Onu ihbar edecek.
Aranan bir kaçakla iş yapıp onu ihbar etmemek mi?
Aranan bir kaçakla iş yapıp onu ihbar etmemek mi?
Eminim Oscar, onu ihbar edecekti.
Hayır. Iván konusunda bir şey yapmaya çalışırım ama Vivi onu ihbar etmeli.
Üvey babamın söylediğine göre o adamın sizde zaten bir kaydı varmış eğer onu ihbar edersem annemin yakasından anında düşermiş.
Riskini alacağını sanmıyorum. Juneun onu, ihbar etme.
İlk Cooper Kanat Yee hakkında onları ihbar ve şimdi onları koruyorsun.
Onlara ihbar etmemeleri yönünde salık vereceğiz.
Onları ihbar etmek mi?
O ihbar sadece bir şakaydı.
Onları ihbar edemezsin.
Öyleyse onları ihbar et!
Onları ihbar ederdim.
O ihbar etti, değil mi?
Niçin Eugene bunca yıl neden onları ihbar etmedi?