IHBAR in English translation

report
rapor
haber
ihbar
bildirmek
bildirin
şikayet
tip
bahşiş
tüyo
ihbar
ipucu
tavsiye
bilgi
haber
tiyo
ucu
bir ipucu vereyim
call
ara
çağrı
arayın
aramak
telefon
çağırın
haber
der
çağır
ararım
turn
döner
geri
ihbar
açmak
dön
sırası
çevir
dönün
sıra
denounce
ihbar
kınıyor
suçlamamı
ifşa
the garda
ihbar
sightings
gördüm
görülmesi
görüldü
görüldüğünü
gözlemi
görüş alanımızda
bir görüntü
görüşlü
bir olayı
reported
rapor
haber
ihbar
bildirmek
bildirin
şikayet
reports
rapor
haber
ihbar
bildirmek
bildirin
şikayet
reporting
rapor
haber
ihbar
bildirmek
bildirin
şikayet
tips
bahşiş
tüyo
ihbar
ipucu
tavsiye
bilgi
haber
tiyo
ucu
bir ipucu vereyim
calls
ara
çağrı
arayın
aramak
telefon
çağırın
haber
der
çağır
ararım
called
ara
çağrı
arayın
aramak
telefon
çağırın
haber
der
çağır
ararım
denounced
ihbar
kınıyor
suçlamamı
ifşa
calling
ara
çağrı
arayın
aramak
telefon
çağırın
haber
der
çağır
ararım
turned
döner
geri
ihbar
açmak
dön
sırası
çevir
dönün
sıra

Examples of using Ihbar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Onu ihbar edenler, hakaret ve tehditlerinden bıktı.
Those who reported him were fed up with his insults and threats.
Hiç ihbar almadım, haberim olurdu.
I didn't get any reports, I would know.
Katy Devlin cinayetiyle ilgili ihbar hattını aradığınız için teşekkürler.
To our investigation into the murder of Katy Devlin. Thank you for calling the Garda line in regard.
Seni ihbar edeceğimi mi sanmıştın?
Or did you think I would denounce you?
Şimdiden 2000e yakın ihbar elimize ulaştı.
We have already had nearly 2,000 sightings.
Eğer yakalanırsa beni de ihbar edecektir.
If he's arrested, he will turn me in too.
Bir aile üyenizi ihbar ederek iki katı ikramiye kazanın.
Earn a double bonus for reporting a family member.
Yani üçünüz, ihbar edilen bir UFO kazasına tanık oldunuz.
So you're saying the three of you witnessed this reported UFO crash.
Trent Korttan ihbar alıyoruz demek.
We're taking tips from Trent Kort.
Sahte ihbar, bunlar olur.
False reports. It happens all the time.
Ver onu bana, yoksa seni ihbar ederim.
Give it to me, or I will denounce you.
Çiftlikte fillerin olduğunu söyleyen bir ihbar aldık.
We got a call saying there are elephants up in the farm.
Bir aile üyenizi ihbar ederek iki katı ikramiye kazanın.
Earn a double bonus for reporting Cl family member.
Bugün kayıp olduğu ihbar edilen kişi de Lee Eun-hye.
And the person who was reported missing this morning is Lee Eun Hye.
İnternetten ne kadar ihbar aldığımızı biliyor musun?
Do you know how many online tips we get?
Patris çalındıklarını ihbar ederse, İnterpol izlemeye başlar.
If Patrice reports them stolen, Interpol will be watching.
Cezayir halkı… Kışkırtıcıları ihbar edin.
People of Algiers… Denounce the agitators.
Hiç. şiddetli seslerle ilgili ihbar aldık. Sadece.
Got a call about sounds of violent activity. It's nothing, we just.
Aile üyelerini ihbar ederek bonus kazanın.
Earn a double bonus for reporting a family member.
Bu yangın hakkında birden çok ihbar aldık.
Be advised we have received numerous calls regarding this structure fire.
Results: 870, Time: 0.0379

Top dictionary queries

Turkish - English